banner171

Komünist mastürbasyon

Ortalama Türk solcusu Georges Politzer'in "Felsefenin Temel İlkeleri"ni okur, sonra da pek fazla bir şey okumaz. Politzer bu eserinde "işçi sınıfı için kutsal hiçbir şey olmadığını" söyler (kendi mücadelesi hariçmiş.)
Oysa Türk solcuları Taksim Meydanı'nı "kutsal" saydıklarını beyan ediyorlar, 1 Mayıs 1977 olayları nedeniyle. O gün doğan bebekler bugün 37 yaşında.
Sol hareket "senede bir gün orada toplanıp tepişme" düzeyine indirgeniyor, devrim yapmış gibi seviniyorlar, hele polisten dayak da yerlerse daha da mutlu oluyorlar. Bu sefer de öyle olması bekleniyor. Kutlamalar Taksim'de ya da Yenikapı'da, Maksim'de ya da Edirnekapı'da, Mevlanakapı'da, Çatladıkapı'da, Ahırkapı'da yapılmış, bir şey değişmiyor ve değişmeyecek.
Türk solu bugün neyi kutlayacak? Varlığının başından bugüne, neredeyse yüz yıldır hep ahlayıp vahlama, hep ağlayıp zırlama, hep mağdur olma düzeyinde kalabilmiş olmasını mı?
Yoksa en parlak devrinde, varlığının tepe noktasında (1965) bile toplaya toplaya ancak yüzde 3 oy toplayabilmiş olmasını mı?
Türk solu, "yirmi birinci yüzyılın solu nasıl olmalıdır, nasıl olabilir" sorusuna bir tek gün bile kafa yormuş mudur? Hayır. Batı solu buna günün birinde bir çözüm bulursa onlar da "ithal" edecekler.
Türk solu "Türkiye'nin solunun ne gibi özellikleri, diğer ülkelerden ne gibi farkları olmalıdır" diye düşünebilmiş midir? Hayır.
Bırakın iktidara gelmeyi, siyaset sahnesinde en küçük bir yer işgal edebilmesinin bile "Kemalist olmayan bir sol" arayışından geçmesi gerektiğini görebilmiş midir? Hayır. Halkın "alafranga soldan" zerre kadar hoşlanmadığını bilebilmiş midir? Hayır.
"Bürokrasinin kuyruğundan kopmadığı" sürece halk nezdinde esamisinin okunmayacağını idrak edebilmiş midir? Hayır. "Solun doğal lideri" sandığı İsmet İnönü'den durup durup yemiş olduğu kazıkları bilir mi? Hayır.
Yazının Devamı İçin Lütfen Linki Tıklayınız
YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153