Kanallardaki popüler programların içinde dedikoduyu öğreniyoruz, birbirimizi nasıl küçük görürüz yada küçük düşürürüz hazır cevaplar öğretiliyor beynimize. Dış görünümlerimizi bunlara özenerek değiştiriyoruz. Bunları öğrenirken eleştirinin yargılamaya adımladığını yargılamamın nasıl hakarete döndüğünü farkına vardırmadan işletiyoruz beynimize benliğimize. Eleştirirken kendi duygularımızı da katarak kendimizi programın içine hapsedip merak duygumuzla yerimizden kalkmadan her şeyi unutup içimize nakkaşın yavaş yavaş işlemesi misali nakışla işletiyoruz, değerlerimizin değişmesini izliyoruz farkına varmadan.

Bizlere empoze edilen ilişkiler, yaşamlar, sıradanlaşmayla olabilir kavramını genişletiyoruz. Öylesine büyütüyoruz ki bu alanı şaşırmak şöyle dursun onaylarcasına daha kötülerini tamamlıyor beynimiz. Hepimizin hayalinde ki yaşamlar, zenginlik, fakirlik, konaklar, hizmetliler devreye giriyor entrikayı  başrol olarak veriyoruz biraz aldatma aldanma reytingler yarışır hale geliyor bir tutamda şiddet aksiyon arkadan uygun fon müziği, görsel çıplaklık biraz komedi adı verilen belden aşağı espri tohumları da serpişince tam kıvamında programların izlenmeme olasılığı kalmıyor.

Acaba amaç sadece bu programları izlettirmek mi yoksa asıl hedef içinde saklı mı? Kültür aşınmasını oluşturarak, çapraşık ilişkilere şiddete yön vermek mi? Seneler boyu bizlere aşılanan tehlikenin farkına varabildik mi?

Evlerimizde açılıp kapanmayan bilim teknolojisini bilim için kaç saat çalıştırmışızdır ki; Bize üretim sağlayacak beynin fonksiyonlarımıza uyarı sinyali vererek anlamını yerine getirdik. Eğlence anlayışımızın değişmesini, kendi benliğimizin yok oluşunu izliyoruz. Önce evimizi açıyoruz misafir olarak sonrasında biz o misafirin müptelası oluyoruz bağımlılık yaratan hastalık halinde saatini günü bekler halde buluyoruz kendimizi. Hastalığımızı sağlıklı bir gelecek hayal ettiğimiz temellerini sağlam oluşması için emek verdiğimiz çocuklarımızı da bu tehlikenin içine elimize atıp keyifle aşılanmasını bekliyoruz.

Seyrettiğimiz her saniyeyi bilincimize geri dönüş kazanımı; bugünle kalmayacağını gelecekteki yaşantımızda da devam edeceği arada kalmış bir toplumun yap boz parçaları gibi inşa ederek zararı algılamadan yaşam döngüsünde dizileri, seyredilen popüler programları yaşatacağız farkına varmadan.

Düşünmek için biz insanoğluna verileni kullanarak doğru yanlış kavramını değerlendirilmesini sesli yaşantımızın biraz sesini kısarak muhasebesini yapıp bilinçaltı esaretimizden kurtararak, bizim için önemli ve değerli olanın bize yansımasını yaşatmamıza katmanız temennisiyle………

Azize ÇAKIR