banner171

Barış mı İstiyoruz Yeni İhtilaflar mı?

Geçtiğimiz günlerde yazdığımız imar barışı hakkındaki yazıma 1 olumlu olumsuz birçok tepki geldi.
Anladığım kadarıyla çok kişinin olaydan haberi yok. Oysa hükümetin çıkarırken en çok gelir beklediği
kalemlerden biriydi imar barışı. İmar barışı, yıllardır çözülmemiş imar sorununa çözüm diye öne
çıkarıldı ama hala tahakkuk eden vergi gelirlerinin milyar seviyesine çıkamadığı söyleniyordu. Oysa
imar barışından 40-50 milyar lira gibi önemli bir gelir bekleniyordu.
Konuyla ilgili olarak yapılan ilk açıklamalar “Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, ‘imar
barışının ana etkisinin, kentsel dönüşüm üzerinde görüleceğini dile getirdi. Mehmet Özhaseki,
toplamda 40-50 milyar TL gelir öngördükleri imar barışında, konutların yanı sıra, fabrika, üretim tesisi
ve ticarethane gibi doğrudan ekonomik faaliyet içindeki yapıların da kapsam içine alındığına dikkat
çekti. Özhaseki, imar barışı kapsamına giren ticari işletmelerin olması nedeniyle ekonomik birimlere
de etki edeceğini açıkladı” 2 şeklindeydi. Gelinen bu noktada ilgililerin nerede hata yaptık da böyle
oldu demeleri gerekmez mi?
Gerçi işin ehli daha iyi bilir ama düzenlemeler birçok hatayı beraberinde getirdi. Kanunun adı barış
olduğuna göre gerçekten de amacının barış olması gerekirdi; biz daha baştan kaçak yapı sahipleriyle
kavgayı göze alarak başladık işe.
Örneğin kaçak bir bina ile ruhsat alarak işe başlayan ama iskân alamayan binayı bir tuttuk. Oysa kaçak
bina ile ruhsat alan bina arasında bir fark olması lazım. Bu tür binaların 50-10 cm bile fark olsa iskân
alamadığı bir gerçek. Örneğin bodrum katlar artık kömür kullanılmadığı için işyerine çevrilmiş
durumda. Bunu tespit eden belediyeler kaçak zaptı tutarak sahibini cezalandırıyor. Bu durum
düzeltilmediği sürece de iskân alamıyor. Özellikle aile binası olarak yapılan binalarda kat irtifakı
zamanında çıkarılmadıysa bu tür durumlarda bir daha ne kat irtifakı çıkartılabiliyor ne de iskân
alınabiliyor.
Bu tür binalarda kaçak kat atılmışsa da aynı durum söz konusu. Artık belediyeye uğrama tapunun
kapısından geçme. Baba oğluna veya kızına daire vermek istese ancak hisse tapu verebiliyor. Kimse
sahibi olduğu daireye sahip çıkamıyor, alıp satamıyor. Alacak kişiler bankalardan kredi kullanamıyor.
Bu yüzden büyük sorunların çıkmasına sebep olunuyor.
Yapılan düzenlemeler ile bu tür binalardan da kaçak binalar gibi binanın tamamı için vergi isteniyor.
Oysa tamamen yasal yapılan bu tür binalardan yasaya aykırılık kadar vergi alınsa gerçek bir barış
olacak. Yapılan düzenlemede bir kişinin başvurması ile binanın tamamı için vergi hesaplanıyor, bir
kişinin hesaplanan verginin hepsini yatırabileceği ama diğer hissedarlara rücu edebileceği açıklanıyor.
Bunun yeni ihtilaflar ortaya çıkaracağı bilinmiyor mu? Bu durum ailenin sahip olduğu binalarda makul
görünse bile özellikle müteahhitler tarafından yapılıp satılan binalarda çok büyük ihtilaflara sebep
oluyor.
Modern hukukta herkes işlediği suçun cezasını çekerken, müteahhidin yaptığı hatanın cezasını yeni ev
sahipleri çekmek zorunda kalıyor. Biz aşiret hukukunu çoktan bırakmadık mı? Kaçak katı veya daireyi
alan insan bile bu cezayı çekecek dersek bu bile çoğu zaman haksız bir işlem olmaz mı? Telefon
dolandırıcıları hâkim savcı gibi bu işleri en iyi bilmesi gerekenleri dolandırıyorsa bu kişilerin aldatılma
ve kandırılma ihtimali ortada değil mi?
Bir de yapı kayıt belgesini aldıktan sonra hisseli tapuların kat mülkiyetine geçirilme işlemi var ki evlere
şenlik. Vergi barışını fırsat bilen açıkgözler bu işler için daire başına 500 liradan başlayıp 5 bin liraya
kadar para istiyorlar. Bu fırsat verilirse olacağı budur. İmar barışı sonucunda alınan tapu ne işe yarıyor
ki sadece mülkiyeti tescil ediyor. Sanki evleri güçlendirme yaptık da onu tespit edeceğiz. İstenen o
zemin tespit tutanağı ve mimari proje ne işe yarayacak? Evde oda yoksa yık oda mı yap denecek,
tuvalet yoksa tuvalet yap mı denecek? Veya bunlar hiç yoksa yapı kayıt belgesi alana kat mülkiyeti
tapusu verilmeyecek mi? Bunlar sadece tespit amaçlı değil mi? Buradaki bürokrasiyi de kaldırmak
lazım. Başkasının arazisine tecavüz var mı bunun tespiti yapılmalı ama belki buna bile gerek yok.
Zaten bu barış ile alınan tapu diğer kişinin mülkiyet hakkını ortadan kaldırmaz ki.
Bir koyundan iki post çıkarmayı anladık ama hakikaten düşünmeliyiz; biz barış mı istiyoruz yoksa yeni
ihtilaflar mı?
YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153