banner171

DARBENİN ADI : D O L A R

İslâm âlemi üzerinde oynanan imha ve itlaf plânlarının biri gidiyor, diğeri geliyor. Yüzlerce ve hatta binlerce yıldır Şeytan aleyhi lâne’nin yeryüzündeki uşakları ve iş birlikçileri olan tüm kâfirler durmadan İslâm ve Müslümanlarla uğraşmıştır. Bu mücadele Osmanlı’nın yıkılışıyla zirveye varmış, Ümmet dağıtılmış, Hilâfet lağvedilmiş, parçalanan ümmete kukla ve kripto liderler ihdas edilmiş, müthiş bir sömürü sistemiyle ümmet tamamen bitirilme safhasına getirilmişti. Ancak kâfir mel’unlar Allah Subhanehu ve Teâlâ hazretlerini tanımadıkları için onun bütün hileleri bozup iman ehlini zafere erdireceğini hesap edememişlerdir. İçlerinde bunun farkına olanlar varsa da bunu açıklamaz, ne kadar zarar verirse kâr zannedip bu canice planları uygulamaya devam ederler.


Düşman bizden çok daha iyi bilmektedir ki; Taş düştüğü yerden kalkar ve dolayısıyla da Ümmet Türkiye’de çökertildi ve yine burada ayağa kalkacaktır. Bu bilinçle devamlı ümmetin kalesini yıkıp tamamen ortadan kaldırma plânları yapıp uygulamaya koymaktadırlar. Her ne kadar milletimizin kan ve can damarları olan Din, ilim, kültür, yazı, tarih gibi temel değerlerini unutturarak kukla ve uşak bir nesil yetiştirmek istedilerse de bu plan tutmadı ve Alla(cc) milletimizi yeniden fıtratına döndürdü. Uyanan millet evvelâ yöneticisini yetiştirip idareyi ele almaya kalktı.  Kendi içinden ve kendisi gibi inanan ve yaşayan kadroları iş başına getirmeye başladı. 


İşte bu uyanış, sessiz bir inkılâp gibi büyümeye ve yayılmaya başladı. Büyük Düşman Yahudi ve onun zincirsiz kölesi Vatikan ve tüm Hıristiyanlar el birliğiyle bu gidişi durdurmak için her şeyi göze aldılar. Öyle ki milletin içindeki kriptolar vasıtasıyla her kademeye, her partiye, her kurum ve kuruluşa ve hatta her kabile ve aileye sızdılar.  Cemiyetin ihtiyaç duyduğu her türlü adamı yetiştirdiler. Siyasetçisinden askerine, din adamından öğretmenine, iş adamından eşkıyasına kadar her türlü adamı yetiştirip gereken yerlere yerleştirdiler. Bu hareketler yüzlerce yıllık plânlarının gereği zaten devam ediyordu ve belki de kıyamete kadar devam edecektir. Ne zaman ümmet uyur, cihadı ve şeriatı terk eder onlar galip gelir ve ne zaman ümmet kendine gelir onlar yenilir ve yer altına çekilirler ama Şeytan aleyhi lane gibi kıyamete kadar yok olmayacaklardır. Bu hainler milletimizin uyanışını engellemek ve bilhassa devlet yönetimine gelmemelerini temin için sık sık anarşi, terör, Boykot, Grev, Suikast, İhtilâl, Muhtıra, Darbe gibi metotları kullanmışlardır. Bu yolla birçok vatan evladını ve birçok yetişmiş kıymetli evlâdı şehit etmişler, ülkenin yönetimin yerle bir etmişler ve devletin hazinelerini boşaltmışlardır. Her darbe ve ihtilalde ülke gerilemiş ve kâfire muhtaç duruma getirilmiştir.
Son FETÖ  darbesi de millet tarafından püskürtülünce iyice şaşkına dönen hainler daha çok adam zayiatı vermemek için elemanlarını yer altına çekip savaşın ve darbenin şeklini değiştirmiştir. İnsanları en çok ilgilendiren maddi menfaattir maalesef. Madde ve çıkar uğruna insanoğlunun yapamayacağı kötülük yoktur. İnsan için en dayanılmaz imtihan fakirlik ve yoksulluktur. Batılı ülkeler fakir ülkeleri sürekli yoksullaştırarak kendilerine bağımlı kılar ve devamlı sömürürler. Tarih boyunca zenginlerin egemenliği ve sömürü düzenleri hep fakirleştirilmiş insanlar üzerine kurulmuştur. Bu tarihi gerçeğe dayanarak askeri darbe ve terörle çökertemediği, şehadet tutkunu bu milleti fakir düşürüp emellerine ulaşma planını devreye koydular.

Evet; bu yeni darbe ekonomik bir darbe girişimidir ve adı: DOLAR DARBESİDİR.
   
Peki; nedir bu DOLAR? Allah-u Teâlâ hazretlerinin lânetlemiş olduğu Yahudi kavmi, binlerce yıldır yurtsuz ve vatansız dünyada dolaşıp bütün kavimlerin içine yerleşti ve müthiş bir sömürü sistemi geliştirdi. Bu sayede dünyanın en zengin kavmi haline geldi.  Çıkardığı savaşlarla, icat ettiği faiz ve ticari sistemlerle ve özellikle altın ve kıymetli taşları biriktirme kurnazlığıyla Karun gibi zenginleştiler. Bütün bunların yanında Yeni Dünya Düzeni, yani İLLÜMİNATİ projelerini hayata geçirme kararı alarak dünyayı kasıp kavurmaya başladılar. İşte bu tarih 1776 tarihidir. 1776 tarihinde İLLÜMİNATİ’yi kurdular. Arkasından Evvelâ İngiltere’nin ve sonra Fransa ve diğer ülkelerin Merkez bankalarını ele geçirdiler. Amerika’nın kuruluşunda orada egemen olan İngiltere’yi yendirip yeni bir devlet kurdurdular ve o devletin yönetimini ele geçirdiler.
 Bu sayede dünyanın ekonomisine hükmedecek ve istedikleri gibi insanlığı sömüreceklerdi. Böylece Amerika’da Dolar denen kâğıt parçasını icat ettiler ve gerçek değeri olan Altın ve gümüş paraları ortadan kaldırıp onları kendi hazinelerine stokladılar. İnsanlar ne olduğu belli olmayan bir takım kâğıt parçalarına bağımlı kılındı. Yahudi tasarımcılar ve taktisyenler Doları tasarlarken müthiş bir görsel tarih de icat ettiler. Gelecek yüzyıllarda yapmayı düşündükleri birçok katliam ve imha hareketlerini o paranın üzerine şifreleyerek yerleştirdiler. İşte 1776 tarihi bile roma rakamlarıyla o paranın üzerinde bulunmaktadır. Aslında Amerika için hiç de önemi olmayan 1776 tarihi Yahudi için yenidünya düzeni hareketinin başlangıç tarihi olarak çok önem arz etmektedir. Bu önemli tarih doların ortasındaki piramite yerleştirilmiştir.

Bir Doların arka yüzünde yer alan “NOVUS ORDO SECLORUM” lâtince bir ibaredir ve 1776 da başlatılan yenidünya düzeninin tanrı tarafından desteklendiğini gösteriyor.(Tanrı başlangıcı destekliyor)

Doların üzerinde yer alan bu piramit tam 13 katlıdır. Burada da aslında Yahudilerin Hz.Yakub aleyhiselâm ve 12 evladını simgelemişlerdir. Bu arada Hıristiyanları da Hz. İsa aleyhiselam ve 12 havarisi yalanıyla kandırmış ve daha sonra da unutulup gitmiştir bu simgeler.
Bu hususta çok fazla şeyler söylemek gerekir ancak burada mevzuya giriş için kısa bilgi verilmiştir. Asıl mesele bu Dolar denen kâğıt parçasıyla dünya insanlığının nasıl sömürüldüğünü izaha çalışmaktır. Değer bakımından hiçbir kıymeti olmayan bu kâğıtlar maalesef siyasi ve ekonomik ve hatta askeri güçler vasıtasıyla insanlara kabul ettirilmiş ve ellerindeki kıymetler alınmaya başlanmıştır. Bu düzen Yeni Dünya Düzeninin kurulması için büyük bir finans kaynağı olmuştur. Devletler ve insanlar bu kâğıta bağımlı hale getirilmiştir. Bunca devlet sanki büyülenmiş gibi aşk ve istekle Doları kullanmakta, bütün uluslararası ekonomik faaliyetleri dolar üzerinden yapmakta böylece her geçen gün Yahudi’nin kasası güçlenmektedir. Bu bağımlılık devletlerden artık kurumlara, şirketlere ve hatta kişilere kadar inmiştir.  En basitinden insanlar kira ve benzeri ikili anlaşmalarını bile Dolar üzerinden yapmaya başladılar. Artık bu bağımlılık bir tutku ve hastalık haline gelmiş durumdadır.
Yahudi’nin ve maşası olan Amerika’nın çökmesi işte bu Kâğıt parçasının dünyada kullanılmaz hale gelmesine bağlıdır. Dolar denen bu Yahudi kimlik kartı eğer dünya ülkeleri tarafından kullanılmazsa dünyayı kana bulayan bu ikili şer ittifakı anında çöker ve dünya insanları özgürlüğüne kavuşur. 


Dünyayı yönetmeye çalışan şer güçler, bu görünmeyen güçlü silahlarını titizlikle korumaya çalışırken, Türkiye’de siyasete yürüyen inançlı kadrolar tarafından karşı bir hareket başlatıldı. İlk olarak Erbakan döneminde İslâm Dinarı gündeme getirilmiş ve dolara gizli bir savaş açılmıştır. Bu hareket Erbakan iktidarının sonu olmuştur. Daha sonra Erdoğan’ın iktidara gelmesiyle, bu hareket yeniden başlamıştır. Milletin siyasi, askeri, kültür ve ekonomik bağımsızlığını elde etmek için sistemli bir çalışma başlatılmıştır. Erdoğan’ı ele geçirme gayretleri boşa çıkınca onu iktidardan indirmenin planlarını uygulamaya koydular. Mâlûm olduğu gibi üst üste birçok entrikalar çevirdiler ve birçok suikastlar düzenlediler. Her seferinde Allah-u Teâlâ hazretleri milletimizi ve liderini muhafaza etti.  

Son olarak yapmaya kalktıkları darbede milleti adeta şahlanmış olarak cephede görünce umutları kırıldı ve şiddeti geri çekip ekonomik darbeyi öne sürdüler. Bu darbede en güçlü silahları elbette ki DOLAR denen kağıt parçasıdır maalesef..  Milletimizin şuur ve imanı sayesinde bu da atlatılacaktır inşallah. Ancak her bilinçli vatandaşın kendi paramızı korumamız ve dövizi kullanmamamız hususunda çevresini bilgilendirmesi gerekmektedir. Elbette ki Devlet ve hükümet yetkilileri de bu hususta gereken çalışmaları yapacaktır ve de yapmaktadırlar. Ancak Cumhuriyet döneminde tam bir müstemleke gibi yönetilmiş olan ülkemiz kukla yöneticiler sayesinde dövize muhtaç hale getirilmiştir. Milletimizi batıya bağımlı kılmışlardır. Ancak uyanış başlamıştır ve tankların, topların Uçakların gücünü kıran irade bu ekonomik darbenin de üstesinden gelecektir Allah’ın izniyle. Şu anda devlet yetkilileri dövizi asgari seviyede kullanma kararı almış ve uygulamaya başlamıştır. Ancak büyük özel şirketler, yani batının sömürü araçları olan kapitalist patronlar bu çağrıya uymamaktadır. Halkımızın fert, fert bu mücadeleye katılması, gerekirse boykot ve protesto haklarını da kullanarak direnişe destek vermesi gerekmektedir. 

Ülkenin dövize muhtaç olmasının en büyük etkeni de sanayileşmenin olmamasıdır. Türkiye Cumhuriyetini kurduğunu iddia edip bununla hala övünenler ne yazık ki memleket de sanayileşme ve üretim adına hiçbir şey yapmamışlardır. İkinci dünya savaşında atom bombasıyla yerle bir edilen Japonya ve yine aynı savaşta yenilip tazminata mahkûm olan Almanya kısa bir s ürede toparlanıp dünyanın süper güçleri haline gelmişken biz savaşa girmediğimiz halde hiçbir gelişme kaydedemedik. Bizim sahte kahramanlarımız, Şapka, başörtüsü, ezan, kuran, alfabe ve büyük büyük heykellerle uğraşmaktan milletin ihtiyaçlarını karşılamaya vakit ayırmadılar. Zaten böyle bir niyetleri de yoktu. Onların amacı zayıf bir millet olsun ve zamanı geldiğinde Yahudi bu milleti parçalayarak ortadan kaldırsın idi. Ancak onların planı değil Allah-u Telanın planı geçerlidir ve öyle de olmaktadır. Ülkemiz artık sanayisini de ele almıştır ve hızla kalkınmaya başlamıştır. Bu kalkınma neticesinde Kendi paramızın kıymeti de artacak, döviz ihtiyacımız kalmayacaktır. Milletimizin buna inanması ve artık bu vakadan sonra dövize yatırım yapmaması milli bir vazifedir. Böylece daha yeni püskürtülmüş olan silahlı darbenin ardından bir de bu DOLAR darbesini püskürterek tarihe bir zafer daha yazmış olacağız inşallah.
Zafer Allah’tandır ve zafer yakındır.

ABDÜLMECİD YILDIZ
YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153