Türk bayrağını indirme ve terörist heykeli dikme gibi provokatif eylemlerinin arkasında olduğu, istihbarat kaynaklarınca tespit edilen paralel ihanet çetesinin, İstanbul'u karıştıran sokak olaylarında da parmağı olduğu saptandı. 4 Haziran'da İstanbul'da bir İETT otobüsü ve bir itfaiye aracını ateşe verdiği gerekçesiyle gözaltına alınan 19 kişiden 2'si paralel yapı üyesi çıktı. Paralel yapının terör örgütü PKK ile derin ilişkisini ortaya döken provokasyon geçen 4 Haziran'da Gaziosmanpaşa'da yaşandı. Bölgede MHP'lilerin stant açmasını bahane eden terör örgütü yandaşları, İETT otobüsünün önünü kesip molotof attı. 

Yolcular canlarını zor kurtarırken, saldırganlar yanan otobüsü söndürmeye gelen itfaiye aracını da yaktı. Her 2 araç da kullanılamayacak hale geldi. Olay sonrası sorumluların peşine düşen İstanbul Terörle Mücadele polisi, MOBESE ve güvenlik kamera görüntüleriyle, görgü tanıklarının ifadeleri ışığında saldırganların önce eşkalini sonra da kimliklerini belirledi. 19 saldırgan geçen hafta adreslerine yaptığı baskınlarla yakalanarak gözaltına alındı. Çok sayıda molotof, molotof malzemesi, silah ve örgütsel dokümanlarla yakalanıp gözaltına alınan 19 saldırgandan 7'si yaşları 18'den küçük olduğu için Çocuk Şube'ye teslim edilirken 12 saldırgan ise Terörle Mücadele'de sorguya alındı. Bölücü terör örgütünün gençlik yapılanması olarak bilinen YDGH ile bağlantılı oldukları belirlenen saldırganlardan 10'u suçlamaları kabul etmezken, birisi gizli tanık diğeri ise itirafçı olarak, saldırı anı ve öncesi hakkında her detayı tek tek anlattı. İtirafçı Ferhat Yıldız'ın (20) söyledikleri ise paralel ihanet çetesinin PKK ve terör olaylarıyla bağlantısını ortaya koyan cinsten... İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Ferhat Yıldız, Muş Vartolu olduğunu, Sakarya'da doğup büyüdüğünü ve maddi imkânsızlıklar yüzünden 2 yıldır cemaat evlerinde kaldığını anlattı. Yıldız, kendisini 4 Haziran'daki saldırıya ve benzer diğer olaylara, cemaat evine gidip gelen ve FEM Dershanesi'nden hazırlanıp üniversiteyi kazanan Muhammet Karataş'ın yönlendirdiğini söyleyerek, "Kendisiyle yaklaşık 2 yıl önce Rami'de cemaate bağlı öğrenci evinde tanıştım. O dönemde FEM Dershanesi'nde öğrenciydi, eve gelip gidiyordu. Bu evde yaklaşık 5-6 ay haftada bir iki gün olmak üzere kaldık. 2012'nin son- larıydı. Evde 3 arkadaşımız daha vardı" dedi. Muhammet Karataş'ın 4 Haziran'daki saldırıdan bir gün önce kendisini arayıp Gaziosmanpaşa Meydanı'nda görüşmek istediğini kaydeden Yıldız şunları anlattı: "Saat 10.30 sıralarında yalnız olarak gittim. Muhammed de yalnızdı. 10 dakika görüştük. Bana, 'Gaziosmanpaşa'da açılan standa ülkücülerin yapmış oldukları saldırıya misilleme olarak yarın Karayolları'nda saat 15.30- 16.00 gibi bir eylem yapacağız' dedi. Ertesi gün Karayolları Mahallesi'nde bir okulun önünde buluştuk. Marmara Üniversitesi'nden tanıdığım Mutlu Tatar ve Mesut Bağcı ile isimlerini bilmediğim 8 öğrenci daha vardı. 2 sokak ilerideki olayda kullanacağımız malzemelerin yanına gittik. Karton kutuda 50 kadar molotof kokteyli, 12 ses bombası, 10 tane 16 lık havai fişeği ile her eylemcide bir puşi ve eldiven vardı." İtirafçı Ferhat Yıldız, daha sonra, İETT otobüsü, İlçe Emniyet Müdürlüğü binası, itfaiye aracı ve BİM markete yönelik molotoflu saldırılarını tüm detaylarıyla anlattı. 

Tüm itiraflara, polisin elindeki somut delillere, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı'nın da tutuklama talebine rağmen Ferhat Yıldız ve 11 kişi serbest kaldı. Sulh Ceza Hâkimi Ulaş Mengüloğlu tarafından toplu ifadeye alınarak delil yetersizliğinden serbest bırakılan 12 şüphelinin durumu akıllarda soru işareti bıraktı. Hâkim Mengüloğlu, bu soruşturmadan birkaç gün sonra da terör örgütü DHKP-C'ye yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan 14 şahıstan 13'ünü aynı gerekçeyle serbest bıraktı. Mengüloğlu, bu olayda da yine "toplu halde ifade alıp toplu serbest bırakma" yöntemini kullandı. 

4 Haziran'daki molotoflu saldırının sorumlularını tespit eden polis, geçen hafta bu kişilerin adreslerine baskın yapıp 19 kişiyi suç delilleriyle birlikte yakaladı. SABAH