banner171

GOP Hastanesi Obezite ve Diyabet Cerrahisi Doç. Dr. Aziz Sümer,Obezite karnemiz kötü!

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Endokrin, Obezite ve Diyabet Cerrahisi Merkezinden Doç. Dr. Aziz Sümer Obezite hakkında tüm bilmemiz gerekenleri ve OBEZİTE CERRAHİSİ ile ilgileri bilgiler verdi.

GOP Hastanesi Obezite ve Diyabet Cerrahisi Doç. Dr. Aziz Sümer,Obezite karnemiz kötü!
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Endokrin, Obezite ve Diyabet Cerrahisi Merkezinden Doç. Dr. Aziz Sümer  Obezite hakkında tüm bilmemiz gerekenleri ve OBEZİTE CERRAHİSİ ile ilgileri bilgiler verdi.

 Obezite; vücut ağırlığının ideal vücut ağırlığından %20 fazla olması olarak tanımlanır. Dünya sağlık örgütü (DSÖ) obeziteyi, vücutta sağlığı bozacak şekilde aşırı yağ birikmesi olarak tanımlar. Morbid  kelimesi obezitenin neden olduğu ciddi, ilerleyici sağlık problemleri ve yandaş hastalıkları tanımlamak için kullanılır. Güzellik algısının değişmesiyle birlikte obezite hastalarının birçok alanda suistimaline neden olan ticari sektörler ortaya çıkmaktadır. Zayıflama ürünleri ve buna yönelik sektörde dünyada yılda 300 milyar dolar gibi ciddi bir para harcanmasına rağmen; parodoksal bir şekilde obezite artmaktadır. DSÖ bu nedenle obeziteyi çağımızın salgını olarak bildiriyor. Obezite nedenlerine bakıldığında; kişisel, genetik ve kültürel faktörlerin rol oynadığı görülür. Genetik faktörler bu nedenler arasında %60’lık bir orana sahiptir. Arkasından %30 oran ile çevresel faktörler gelir. Kişisel faktörler % 10’luk bir dilimi oluşturmaktadır. Obezite ile ilişkili 60’ın üzerinde gen tanımlanmıştır.Obezite hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde hızlı artış gösteren dünya çapında ciddi bir salgın hastalıktır. Obezite dünyada sigaradan sonra önlenebilir ölüm nedenleri arasında ikinci sırada gelir. DSÖ verilerine göre 20 yaş üzeri 2.3 milyar insan fazla kilolu, obez ya da morbid obezdir. 300 milyon erkek ve 400 milyon kadın olmak üzere 700 milyon birey obezdir. Ülkemizin de obezite karnesi kötüdür. Gelişmiş ülkelerdeki oranlar yakalanmıştır. 2010 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması verilerine göre; toplumun % 64.9 ‘ u fazla kilolu ya da obezdir. Kadınların % 41, erkeklerin %20.5 obezdir. Morbid obezite oranı  %2.9  ‘dur. Yaklaşık 80 milyonluk bir ülkede, tedavi bekleyen obez hasta sayısı 2 milyon civarındadır.Obezite sınıflamasında kullanılan en önemli yöntem vücut kitle indeksidir (VKİ). VKİ kişinin ağırlığının kilogram (kg) cinsinden boyunun karesine (metrekare) bölünmesi ile elde edilen değerdir. Bu değer temel alınarak insanlar kilolarına göre sınıflandırılırlar.

Kanser kadar tehlikeli hastalık

VKİ 18.5 altında olan insanlar zayıf bireyler olarak sınıflanır. 18.5-24.9 arası olanlar normal bireylerdir. 24.9 ile 29.9 arası bireyler, fazla kilolu, toplu, balık etli olarak tanımlanırlar. VKİ 30 ve üzerinde olan bireyler obez olarak sınıflanır. 30-34.9 arası evre 1 obezite, 35-39.9 orası evre 2 obezite, 40 ve üzeri ise hastalıklara neden olan morbid obezite olarak tanımlanır. Bu tanımlamaların dışında VKİ değeri 50 olanlar süper morbid obez, 60 ve üzeri olanlar da süper süper morbid obez olarak tanımlanır. Obezite başta Tip 2 Diyabetes Mellitus (DM) yani şeker hastalığı olmak üzere, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, dislipidemi, apne oluşumuna neden olur. Yanı sıra; mide barsak sistemi hastalıkları, safra kesesi ve yolları hastalıkları da obez bireylerde daha sık görülmektedir. Periferik damar hastalıkları ,inme,beyin kanaması, el ve ayak sinirlerinde hasar, cinsel işlev bozuklukları, doğumsal, psikolojik sorunlar ve sosyal dışlanma  riski obezitede artar. Kanser olan obez bireylerin aynı zamanda kanser tedavilerine verdikleri yanıt normal kilolu olanlara göre daha kötüdür. Sonuçta obezite kanser kadar tehlikeli, ciddi bir hastalıktır. Obezite günümüzde önlenebilir ölüm nedenleri arasında sigara içiminin arkasından ikinci sırada yer alır. Yirmi bir yaşında morbid obez erkek bir hastanın ömrü normal kilolu bireylere göre 12 yıl daha az tahmin edilirken bu süre kadında 9 yıl olarak bildirilmektedir.Obezitenin hastalık olarak kabul edilmesi ve anlaşılması obezite tedavisinin en önemli basamağını oluşturur. Maalesef bir çok sağlık çalışanı dahil olmak üzere, toplumun öenmli bir kesimi oebzitenin normal olduğu yanılgısı içindedirler. Obezite, ortaya çıkardığı psikososyal sorunlar ve neden olduğu ek hastalıkların tedavisi için yüksek mali getirisinden dolayı  mücadele edilmesi gereken bir hastalıktır. Vücut ağırlığında %10 kadar bir azalma bile obeziteyle ilişkili risk faktörlerinde ve hastalıklarda çok önemli oranda azalma sağlamaktadır.Yaşam tarzı değişiklikleri, medikal tedaviler ve cerrahi tedaviler obezitenin tedavisinde kullanılabilir. Bu konuda DSÖ, Amerika, Avrupa ve uluslararası tüm obezite ve diyabet derneklerinin ortak kriterleri tanımlanmıştır.

Buna göre;

VKİ 40 ve üzeri olan, hiç bir yandaş hastalığı olmayan birey; eğer yağ oranı yüksek ise hastadır ve tedavi edilmelidir.VKİ 35 ve üzeri olan ve yandaş hastalıkları (şeker,kolesterol,tansiyon,akciğer problemleri,reflü, kısırlık,diz ve eklem hastalıkları, bel fıtığı ve benzeri) olan bireyler hastadır ve tedavi edilmelidir. VKİ 35- 40 arasında olan bireyler de tekrarlayan spor, diyet ve ilaç tedavileri ile zayıflayamıyorlar ise; cerrahi tedavidien fayda görürler. Ama her zaman cerrahi son başvurulacak yöntem olmalıdır. Tüm diğer tedavi yöntemleri en azından denenmiş ve hastalar başarısız olmuş olmalıdır. Obezite sinsi, tehlikeli ve ölümcül bir hastalıkdır.

Doç.Dr.Aziz Sümer 
[email protected]

Güncelleme Tarihi: 26 Ağustos 2016, 14:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153