KISSADAN HİSSE

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

"Tarih"i  "tekerrür"  diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

Mehmet Akif ERSOY’un dizesi ile başlamak istedim yazımıza. 

Bildiğiniz üzere 6 Mart  Pazar günü, İstanbul Boğazı’nı ve dolayısıyla Asya ile Avrupa’yı 3. Defa birbirine bağlayacak olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün son tabliyesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ve Başbakan Ahmet DAVUTOĞLU ‘nun katılımı ile yerleştirildi.

Köprünün  Temeli ise 29 Mayıs 2013 tarihinde atılmıştı. İstanbul için mega projelerden bir diğeri olan 3. Havalimanı gibi Yavuz köprüsü de bir takım kişileri rahatsız etti. 2013 Mayıs ayı sonunda patlak veren Gezi olayları ile iş çığırından çıktığı gibi köprü inşaatına karadan ve denizden gelerek protestolar yapıldı. Başbakan ve Hükümetin dik durması ile herhangi bir neticeye ulaşmayan bu protestoların akabinde uyuyan yılan uyandı ve bu defa 17/25 Aralık Sözde Yolsuzluk Operasyonu adı altında sivil darbe gerçekleştirilmeye çalışıldı. Ama yine kirli emeller amacına ulaşamadı ve o komplo ve kumpasları kuran gerek yargı, gerek iş dünyası ve gerekse basın dünyasından olan zevatların alayı şu an yurtdışında. Aynı Pensilvanya’da ikamet eden ve kendilerine bu görevi veren elebaşları  gibi.

Bu konuların üzerinden sadece bir paragraf olarak geçiyorum ki hatırlatma görevimizi yapmış olalım.

Yazının başına dönecek olur isek; Üstad Mehmet Akif ERSOY’un belirttiği gibi tarihte yaşananlar birer ibret vesikası gibi zihinlerimizde yer almadığı müddetçe tekerrür etmesinde bir sakınca görülmeyecek sanki. Halbuki  tarihimizde ibret alınacak o kadar çok olay var ki! Hangi birini anlatalım.

Cennetmekan Ulu Hakan Sultan 2. Abdülhamid’i bilir misiniz? Elbet bilirsiniz de, önemli olan soruyu şu şekilde sormak idi : Nasıl Bilirsiniz?

Padişahlığı boyunca o zamana kadar türlü badireler atlatan koca Cihan İmparatorluğunu 33 yıl boyunca idare etmiş olan Sultan, daha ilk yıllarında 93 Harbi olarak adlandırılan Rus Savaşı, ardından Mısır, Tunus, Kıbrıs gibi toprak kayıplarını yaşamış ve bu olayların neticesinde başta ordu olmak üzere devlette teknolojik yenileşmeye önem veren bir politika izlemiştir. İlk defa fotoğraf makinesi getirtmiş, İmparatorluğun dört bir yanından binlerce kare resim çektirerek Yıldız Fotoğraf Arşivlerini oluşturmuştur. Ayrıca Hicaz Demiryolu projesini hayata geçirmiştir. 12 bin km karayolu, telefon ve telgraf sistemleri, deniz müzesi, şişli Etfal Hastanesi, Darülaceze hep Sultan 2. Abdülhamit zamanında hayat bulan projelerdir.

Ama bir de gerçekleştiremediği projelerde var. En önemlisi de, Haliç ve İstanbul Boğazı üzerine inşa edilecek olan köprüler. Tüm fizibilite çalışmaları yapılmış, çizimleri gerçekleştirilmiş fakat nihayete eremeden Sultana karşı yapılan bir darbe ile iktidardan uzaklaştırılmıştır. Gerisini zaten biliyorsunuz, sadece 10 yıl içerisinde (1908 - 1918) 600 yıllık Osmanlı İmparatorluğu resmen sona ermiş oldu. 

Resimde göreceğiniz evrakın resmi bizzat tarafımdan çekilmiştir. İsteyen herkes Kağıthane’de bulunan Osmanlı Arşivleri Müzesine giderek görebilir. 

 

Projeye göre bugünkü Marmaray ‘ın olduğu yerde tüpgeçit, hemen üstünde ise Boğaz Köprüsü olacaktı. Fakat dediğim gibi projeler yarım kaldı. 

Şimdi aradan 100 küsur sene geçmesine rağmen hala aynı şer odakları ve onların yerli işbirlikçileri sayesinde Türkiye’nin önü kesilmek isteniyor. Ama bilinmelidir ki, hesapların üzerinde de bir hesap vardır. Biz iyi niyetli olduğumuz müddetçe, hayrı talep ettiğimiz müddetçe, önce Allah’ın sonra milletin hesabı her hesaba üstün gelecektir.  Yeter ki tarihimizde yaşadıklarımızdan ders alıp, gereğini yapalım ve unutmayalım ; 

“ İbret alınsa idi, hiç tekerrür eder mi tarih? ”