Son yazımızdan bu yana hayli zaman geçtiğinin farkındayım. Yaklaşan 30 Mart yerel seçimleri arefesinde, bir teşkilat mensubu olarak oldukça yoğun bir kampanya ve koşuşturma içerisinde bir türlü yazı yazma fırsatı bulamadım. Affınıza sığınarak bu boşluğun telafi edileceğini bilmenizi isterim.

Son yazımızda “The Cemaat” ve karinesinin düzenlediği 17 Aralık operasyonunun sıcağı sıcağına vuku bulan gelişmelerinden ve arka yüzünde aslında neler ifade ettiğinden bahsetmiştik. Hamdolsun geçen süre zarfında gördük ki, mahcup olacak bir şeyler yazmamışız. O yazıdan bu yana sayısız iddia, iftira, montaj ve tapeler sızdırıldı medyaya. Adı geçen 3 Bakanın istifalarının dışında bugün gelinen noktada bakıyoruz, 17 Aralık’ta gözaltına alınanlardan hiç kimse tutuklu olmadığı gibi, daha açılmış bir dava bile yok.   Adalet ve doğrunun er geç bir gün ortaya çıkması gibi kötü bir huyu vardır. Görelim  Mevlam neler eyler, neylerse güzel eyler..

30 Mart 2014 tarihinde gerçekleşen seçimlerin sonuçlarıda gösterdi ki, halkımız teveccühünü yine Ak Parti’den yana kullandı. Muhalefetin ve medyanın ısrarla yerel seçim yerine genel seçim havasına soktuğu bu yarışta projeler ve planlardan çok iftira ve karalamalar konuşuldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise gittiği şehirlerde ve yaptığı mitinglerde Hükümetin yaptığı icraatlardan bahsetmeyi uygun buldu. Reklam kampanyasında dahi kullanılan ifade “ Ben lafa değil icraata bakarım” sloganı ile perçinleşti. Tabi ki aday tanıtımına sıra gelince projelerden de bahsedilme imkanı bulundu fakat dediğim gibi genel görünüm yerel seçim havasına pekte benzemediği idi. 

İlçemiz Gaziosmanpaşa’da da bu durum farklı değildi. Yukarı da bahsettiğim gibi , bir teşkilat mensubu olarak bir çok faaliyette bulunduk. Bu faaliyetlerin en önemlisi ise kuşkusuz ev sohbetleri idi. Gittiğim evlerde yerel projeler ve isteklerden çok konu dönüp dolaşıp sürekli “The Cemaat” ve kurduğu tuzaklarda şekillendi. Ama gördüğüm intiba , vatandaşların bu kumpaslara asla prim vermediği ve Başbakana sahip çıkması oldu. Zira sonucu da sandıklarda fazlasıyla görmüş olduk. “Ablalar” olarak tanınan bir grubun , amiyane bir şekilde ev ev dolaşarak , “oyunuzu Ak Partiye vermeyinde kime verirseniz verin” şeklinde telkinleri de bir çoğumuzu şaşırttı. Özellikle Büyükşehir başkanlığı seçimlerinde açık açık Mustafa Sarıgül’e çalışan bu “Abi” ve “Ablalar” ın planı ters tepmişe benziyor.  Seçimin bana göre kati mağlubu Sarıgül olmuştur. Düşünsenize, bir gece içerisinde hem Şişli Belediye Başkanlığı’nı, Hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı ve muhtemel bir CHP Genel Başkanlığı fırsatını kaybetmiş oldu.

Bu kardeşinizi de en çok üzen olaylardan birisi, bugün Ak Parti’nin yaptığı yasal düzenleme ile resmi kurumlarda, okullarda vb. yerlerde başörtüleriyle çalışma fırsatı bulan  “Ablaların” , bu yasal düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvuran CHP için oy istemeleri oldu.  

Genel bir girizgah ile şimdilik yazımı sonlandırıyorum. İnşallah bir sonraki yazımızda hem Türkiye, hem İstanul hemde ilçemiz Gaziosmanpaşa’nın seçim sonuçlarını yorumlamaya çalışacağım. Sağlıcakla kalınız.

*Tarihe Transilvanya Kontu olarak geçen, namı diğer Kont Drakula, gerçek adıyla 3.Vlad , Osmanlı halkını çocuk,kadın,yaşlı demeden vahşice öldürmüş, Sultan Fatih zamanında hak ettiği cezaya kavuşmuştur. 3.Vlad tarihe “Kaızklı Voyvoda” olarak geçmiştir.