banner171

YENİ ALFABE Mİ GELİYOR, YENİ BİR DİL

 Slm... nbr... ok... tmm.....kib... yeni nesillerin hızlı yazı yazma- konuşma  anlayışı , a e i o u .. sesli harflerimize ne oldu?

Başlangıçta o kadar tanıdık, benimsediğimiz  hatta güncel yaşamamızda olmazsa olmazlarımız..... Kısaltmaları seviyoruz, hızı seviyoruz.

Hep nerde eski günler diye başlayan cümleleri duyduğumuzda sevimli bir tebessümle beraberinde, o günlerin sanki kokusunu içimize çekercesine bir derin nefes gelir. O zamanlarda saygı, değer , örf ve en güzeli ise önem vardı. Şimdileri önem kavramını yaşatmaz olduk. Kendimize, sevdiklerimize ayıracak hiç vakit kalmaz oldu. Karmaşık hızlı bir hayat yaşarken dilimizi sözcüklerimizi de kavram kargaşasının esiri ettik hep beraber. Halbuki hepimiz biliyoruz ki asıl kendimizi sosyal medyanın esiri ettik, magazin sayfalarını karıştırır gibi arkadaşlarımızın komşumuzun araladığı kapıdan onların hayatlarının içinde bulduk kendimizi bulmakla da kalmayıp konuşma dilimiz gülümsemelerimiz sembole dönük yaşatır olduk. 1 saat 2 saat hayatları incelerken profilimizi düzenlemek aldı vaktimizi. Biz komşumuzun kapısını çalmayı telefon açıp sesini duymayı unuttuk ki.. biz kısa mesaj la hal hatır sorduk bayramlaştık, slm nbr ok tmm  kib ayrıca;  İnş. yazarken yazmaya üşenir olduk ki bizi yaratanın adını bile yazmaya 2 saniye tahammül edemedik. Anlamlarını bilinmeyen cümlelerin için de kaybolduk. 

Hangi dil bu kullanılan hangi alfabe...... zamanla alışılagelmiş yuvarlanmış kelimelerin içinden nasıl bir topluluk ürettik  üzgünüm yaşamımızı harcadığımız uğraş verdiğimiz önemlerimizi kaybettik yerlerine yeni kuramlar oluşturduk.  Sonrasında da hayıflanmayı adet edindirdik beni anlamıyor anlatamıyorum tepki yumaklarına sardık kendimizi.  

Konuşmayı da unuttuk yan yana geldiğimizde akıllı telefonlarımız aklımıza hükmetmesine izin verip beynimizi kontrol ederek elimizden bırakma fobisi oluşturduk. İki hoş sohbetin arasına bir mesaj sıkıştırdık arada sosyal medyaya dokunduk göz ucuyla televizyon reklamına derken bildirim aldık hoş sohbetimizin saniyeleri samimiyetsizlikle devam etti ki vaktimiz uçtu gitti. Bir kahvenin kırk yıl hatırı kalmadı, hızlandırılmış turda üçü bir aradalar, latte ve mochalar eşlik etti.  Ben dinlemedim sen de dinleyemedin ve yine anlaşılamadık anlatamadık sadece duyduk.

Halbuki iki satır muhabbetin içine neler de sığdırıp, kendimizi bizi anlatırken o özlediğimiz geçmişteki sıcak günlerimizin yaşattığı hoşgörüyü , saygıyı, önemsenmeyi birbirimizi anlamayı en güzeli de tebessüm ederek paylaşmayı unutmamış olacaktık. Değerlerimizi unutmuş bir toplumun bireyleri olmayacaktık.


Bu akımın öncüleri bizleriz durdurmak ta bizim elimizde, bizim fıtratımız da bunlar yok değer vermek değer bulmak ikisi de bizim yargılarımızda. Zamanımızın çoğunluğunu elimizden alan gereksiz sanal dünyanın içinde kaybolmadan kararında ve tadında bırakmayı samimiyetimizi yeniden kazanabiliriz. Sıkılaştırılmış hayatımızdan kurtulmak dileğiyle.....

Azize ÇAKIR
YORUM EKLE
YORUMLAR
sariye uluğ
sariye uluğ - 8 yıl Önce

kaleminize yüreğinize sağlık duygularıma tercüman oldun çok önemsediğim bir konuya çok güzel deyinmişsiniz en çok okurken üzülürüm allah c.c. emanet ol kelimesinin kısatılması bir birimizi rabbimize emanet ederken bile c.c. demek bile zor geliyor nasıl emanet etmek değil mi türkçe 'mizi iyi kullanmalı yoksa kaybolan bir çok dil gibi zamanla kaybolur kaybolması bile bozulur tekrardan elinize yüreğinize sağlık azize hanım..

Cem ÜZEN
Cem ÜZEN - 8 yıl Önce

'deyinmişsiniz' değil 'değinmişsiniz', türkçe'mizi değil türkçemizi, 'kaleminize yüreğinize sağlık duygularıma tercüman oldun' değil 'kaleminize yüreğinize sağlık duygularıma tercüman oldunuz' (çatı uyuşmazlığı)... sen istersen türkçeyi eleştirme , daha kendin imlayı, yapıyı bilmiyorsun. :)

banner208

banner148

banner150

banner153