banner171

Yerel Kalkınmada Belediyelerin Rolü

 Ülkemizdeki ilk belediye örgütü 1854 yılında İstanbul’da kurulmuştur.’’Şehremaneti’’olarak kurulan ve Şehremini denilen padişah tarafından atanan bir belediye başkanı ve on iki üyeden oluşan bir şehir meclisi bulunmaktaydı.Fakat bu sistem istenilen faydayı sağlayamamış ve daha sonra ‘’İntizam-ı Şehir Komisyonu’’kurulmuştur.Bu komisyon ile gerçek belediyecilik faaliyetleri başlamıştır.


Yerel idarenin gerçek ve tüzel kişiliğini teşkil eden belediyeler,belde ve belde halkının mahalli ortak nitelikli ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan,karar organı seçmenler tarafından seçimle oluşturulan,idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişiliğidir.5393 sayılı belediye yasasında da bu şekle yakın  tanımlama yapılmıştır.

Belediyeler klasik kentsel hizmetleri sunmanın yanında kentin ve kentlinin bütün isteklerine cevap verebilmek için arayış içersinde olması gerekmektedir.Belediyenin sorumluluğunda olan alanlardan biride yerel kalkınmadır.Bu aynı zamanda yerel seçmenin beklentisidir.Kentteki olumlu ya da olumsuz birçok gelişmeden belediyeleri sorumlu görme eğilimi kent sakinleri arasında yaygındır.


Bugün gelişmiş ülkere baktığımızda yerel yönetimlerin özellikle ekonomik gelişmelerde büyük katkı sahibi olduğu,sevk ve idareye öncülük ettiğini görürüz.Bütün dünyada yerel ekonomik kalkınmaya öncülük etmekte yerel yetkililerin giderek artan biçimde aktif bir rol aldığı görülmektedir.Bu sadece belediyelerin kendi finans kaynaklarını kullanarak yatırım yapmaları şeklinde değildir.Belediyelerden beklenen daha çok sevk ve idare,öncülük etme,bölgeye yatırımı kolaylaştırma gibi unsurlardır.Türkiye gibi finansman zorlukları yaşayan ülkelerde yerel yönetimlerin bizzat yatırım yerine bu uygulamaları seçmeleri sonuç verci olabilir.

Belediyeler;çok ihtiyaç duyulan altyapının sağlanmasında,insan kaynaklarının geliştirilmesinde,sağlık ve hijyenle ilgili projelerde ve yerel kalkınmada partner olarak önemli bir rol oynamaktadırlar.Bu küresel sürece uygun olarak Türkiye’deki belediyelerden de devletin ekonomik yatırım ve üretim alanlarından hızla çekilmekte olduğunun bilinciyle kentte yatırımların özendirilmesi,yöredeki üretken güçler arasında aracılık yapılması,ortak bulunması ve sinerji yaratacak şekilde işbirlikleri sağlaması gerekmektedir.

Yerel kalkınma insan odaklı olmalıdır.
Yerel kalkınma eşitleyici ve kapsayıcı olmalı,belediyeler kalkınmanın öncülüğünü üslenirken,sonuçlarının toplumun değişik katmanlarını nasıl etkilediğini izlemeli ve gerektiğinde kalkınma sürecinden eşit pay almayan kimseleri gözetici,pozitif ayrımcı politikalar uygulamalıdır.

Yerel kalkınma çok boyutlu bir süreçtir ve bu boyutlar arasında bir tamamlayıcılık ilkesi yaratılması gözetilmelidir.Çünkü bir kenti kent  yapan nitelik yani kent kültürü,tek boyutlu değildir.Yaşanılabilir bir yöre,kent için çok boyutlu girişimlerde bulunulması  gerekmektedir.

Yerel kalkınma alanında belediyelerin Ekonomik,Sosyal Paylaşım,Kapsayıcılık,Siyasal katılım ve Kültürel Çoğulculuk gibi misyonları olması gerekir.
Belediyeler bulundukları yörenin daha yaşanabilir bir yer olması ve uzun yıllar öyle kalması için çalışmalı,özel sektör yatırımcılarının,merkezi yatırımların ve hatta kendi öz gelirlerinin bir bölümünün mutlaka bu amaç için harcanması,merkezi yönetim ve yerel aktörler arasında bir sinerji yaratabilmesi gerekmektedir.

İsmail SELALMAZ
YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153