banner171

14 ŞUBAT 2012

14 ŞUBAT 2012
Merhaba sevgili okurlar
14 Şubat tarihi tüm dünya ile birlikte ülkemizde de malum özel bir günle anılıyor : Sevgililer Günü. Bu yazımızda sizlere Sevgililer Gününün tarihini,mahiyetini,özelliklerini ve yapılanları anlatacak değiliz, merak etmeyin. Hristiyan toplumunun kutsal saydığı bir ismin hatırına (St.Valentine) süregelen bir gün olması önemli değil, zira günümüzde TAMAMEN ticari bir anlayışla karşımıza çıkması temel sebebim. Babalar Günü, Anneler Günü gibi. Neyse, dediğim gibi yazımızın konusu zaten çok farklı.
3 Temmuz 2011 de ilk gözaltına alınma işlemleri ile başlayan ŞİKE SORUŞTURMASI ve üzerimde bıraktıkları olacak konumuz.
Millet olarak basının üzerimizdeki etkisini çok fazla abarttığımız bilinen bir gerçek. TV ve gazetelerde önümüze koydukları gerçekleri! sorgulamadan, düşünmeden anında kabul edebilme yeteneğine sahibiz. Bu da peşinen önyargılı olmamızı, aslını astarını araştırma gereği duymamıza neden oluyor elbette. Allahtan ki artık sosyal medya diye bir şey var. Bilişim çağında, yazılı ve görsel basının haricinde ulaşabileceğimiz kaynaklar var. Gelin 3 Temmuzda başlayan sürecin hemen bir sonraki gününde gazetelerimizin attığı manşetlerden size örnek vereyim :
TARAF : Savcı 90’dan çaktı
AKŞAM : Sivas’a 2 Milyon $ Kaleciye Araba
FOTOSPOR : Operasyon Fenere
HÜRRİYET : Liste Başı: Aziz Yıldırım silahlı suç örgütü kurmaktan tutuklandı
RADİKAL : Şike kamerada! Şifre tarla yeşillendi mi
STAR: Paralar hesaba yattı, Emenike tatile çıktı
MİLLİYET: Futbolda Şike depremi : parayı menajerler götürüp vermiş
Bana kalırsa en güzel manşet ve haber SABAH Gazetesinden, bakın noktası virgülüne dokunmadan yazıyorum : ZİRVEDEN UÇURUMA! 1-Şampiyonluk alınacak 2-Şampiyonlar Liginde oynayamayacak 3-Sivas ve Eskişehirle birlikte küme düşecek 4-Bank Asya Ligine eksi puanla başlayacak 5- Aziz Yıldırım 6 suçtan 60 yılla yargılanacak
Görüyorsunuz işte, medyamız üzerine düşeni anında yerine getirmiş ve suçluyu peşinen ilan etmiş ve hatta hükmü bile kesmiştir. Bundan sonraki süreç ise “Vurun Abalıya” tarzından Fenerbahçe’ye, başkanına,yöneticisine hatta taraftarına kadar yapıştırılan Şikeci! yaftası. Bildiğiniz gibi ülkemizde en sıradan vatandaş bile hem savcı,hem hakim olabiliyor. Halbuki bilmiyorlar ki gerçek Fenerbahçe taraftarı ne düşünüyor? Acaba gerçekten Şike yapıldı ise savunan var mı? En başından bu yana ısrarla söylenen şey, medyanın tarafsız olması, soruşturmaya yayın yasağı getirilmesi ve adil yargılama sonucunda çıkacak karara saygı gösterilmesi. Sanıyorum bunlara bir itirazı olan yoktur.
Şimdi yaşanan süreçte ortaya çıkan tutarsızlıklara bir bakalım isterseniz. F.Bahçe Başkanının tutuklanması ve ardından yukarda da belirttiğimiz gibi peşinen suçlu ilan edilmesi üzerine, TFF Şampiyonlar Ligine Fenerbahçe yerine Trabzonsporu gönderme kararı aldı. Gelgelelim soruşturmada Trabzonsporun adının da geçiyor olmasına kimse ses çıkarmadı. Aynı şekilde Beşiktaş, sırf soruşturmada adı geçiyor ve hocası Tayfur Havutçu tutuklandı diye kazanmış olduğu Türkiye Kupasını iade edince adeta aklanmış oldu ve yine Avrupada yoluna devam etme şansına sahip oldu. Hani UEFA’nın sıfır tolerans mantığı? Sadece F.Bahçe’ye gelince uygulanan bir çifte standarttan başka bir şey değil.  Her şey kayıtlı, F.Bahçe yönetimi alınan bu karardan dolayı “Madem bizi suçlu ilan ediyorsunuz ve şampiyonlar Ligi’ne göndermiyorsunuz, o halde küme düşürün” demedi mi? Kanun açık: Şikeye teşebbüs eden dahi bir alt kümeye düşürülür. Ama F.Bahçeli olduğu için suçlanan Federasyon Başkanı M.Ali Aydınlar buna cesaret edemedi. Çünkü ortada TV yayın gelirleri ve dönen muazzam bir para var. Ne ala memleket. Sen suçlusun diyerek Avrupa da oynama ve büyük gelir kazanabilme hakkını gasp edeceksin, ama iş Türkiye’ye geldiğinde “Bekle-gör” politikası güdeceksin. Gel de bu işte siyaset arama..
Nasıl siyaset aramayalım, mensubu olduğum Ak Parti’nin bile Bakanları, milletvekilleri,İl Başkanları da suçluyu ilan etmiş, hatta kupanın F.Bahçe’nin elinden alınması için “ince ince” çalışmalar  yaptıklarını beyan etmediler mi? Bu ve bunun gibi daha ne siyasi demeçler ve faaliyetler kamuoyunun gündemine geldi. Birçok F.Bahçeli arkadaşım, siyasi kimliğimi de bildiklerinden açıkça söylüyorlar “Ak Parti ye bu sene oy yok” diye. Çok tehlikeli sularda dolaşıyoruz, farkında değiliz.
Bir de 58.madde komedyası var tabi. Yukarıda bahsettiğim Şike Maddesidir bu 58. Madde. TFF, kulüpleri topladı ve “Şike yapanların bir defaya mahsus affı” için değişiklik istedi. En çok karşı çıkan kulübün ise F.Bahçe olması kimilerini şaşırtmıyor mu? Diyor ki F.Bahçe, yargılama bitsin, suçlu varsa ortaya konsun ve ceza ne ise uygulansın. Bu madde değişikliğinin oylandığı Genel Kurul F.Bahçeliler açısından tam bir zaferle sonuçlandı ve değişiklik reddedildi. Ak koyun kara koyun belli olacak artık.  
O kadar tutarsızlıklar yapıldı ki bu süreçte, ne siyasi irade, ne TFF, ne Savcılık, ne de kulüpler sağlıklı düşünememeye başladılar. Düşünsenize, Şike yapıldı deniyor ama tutuklu olarak 1 tane futbolcu yada hakem yok. Bu Şike olayı sahada cereyan etmiyor mu acaba? İddianame de 10 tane müşteki yani şikayetçi var, bunlardan biride TFF. Gelgelelim TFF Başkanvekili Göksel Gümüşdağ da şike yapmakla suçlanıyor. Bir çok futbolcu yine şüpheli olarak stadlara girememe cezası aldılar TFF tarafından, sonra ne hikmettir teker teker affedildiler. Yahu al o zaman lisansını elinden, en ufak bir şüphen varsa. Tamamı ile ne şiş yansın ne kebap tarzı bir uygulama.
Biraz uzun olduğunun farkındayım, yazacak aslında çok şey var ama biz yine de 14 Şubat’ı bekleyelim. Yazıyı 14 Şubat’a nasıl bağladığımı merak edenler için de ekleyeyim; 14 Şubat 2012 ‘ de Şike Davasının ilk mahkemesi yapılacak. Şimdiden hayırlı olsun..


YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153