banner171

Dersane Kavgasına Farklı Bir Bakış

Merhaba sevgili okurlar.

 Malumunuz uzunca bir süredir Dersaneler üzerinden uzayıp giden bir tartışma yaşanıyor. Dersaneler kapanacak mı? Kapatılmayacak da dönüştürülecek mi? Hangi kriterlere sahip olanlar dönüştürülecek? Dersanelerde öğretmenlik yapanlar ne olacak? Şeklinde sorular her gün gündemimizi işgal etmeye devam ediyor.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı , yukardaki sorulara ve benzerlerine gerek medya önünde, gerekse dersane sahipleriyle yaptıkları toplantılarda cevap vermeye çalışıyor. Ama tahmin ettiğiniz üzere olayı Ak Parti – Cemaat kavgasına çekmeye çalışan bir kesim var ortada. Medya yoluyla sinir savaşları başlamış durumda. Halbuki toplam dersaneler içerisinde Cemaat tandanslı olanların oranı %25 civarında olduğu söyleniyor. Peki nedir o halde bu kadar koparılan kavga? Eğer mesele Cemaat’in dersanelerden kazandığı paraların kesilecek olması ise tam bir açmaz bekliyor bizi. Yok eğer Cemaat, bu dersanelerin paradan çok Hizmet amacı güttüğünü ifade ediyor ise, o zaman sormak gerekiyor, madem Cemaat parayı düşünmüyor, ticaret yapmıyor, peki neden bankası,gazetesi,televizyonu hatta kargo firmasına kadar adeta bir holdingleşme çabası içerisinde ticari faaliyetlere giriliyor?

Dediğim gibi, sorularda çok, cevapları da. Ben bu yazımızda farklı bir açıdan olaya bakmak istiyorum; Dersane çalışanı olan öğretmenler ne halde? Onlar hayatlarından memnun mu? 

Halihazırda dersanede öğretmenlik yapan bir arkadaşımla yaptığım konuşmada, hallerinden hiç de memnun olmadıklarını öğrendim. Bir çok konuda bir çırpıda aklına gelenleri paylaşmaktan çekinmedi, rahatsız olduğu konuları madde madde anlattı. İzninizle , arkadaşımın bu görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyorum. 
“Pazartesi gibi bir günde tatil yapabilirler. Bazı dershaneler 7 gün açık kalabilmek için öğretmenlerin izinleri haftanın günlerine paylaştırmıştır.Herkesin farklı bir tatil günü vardır.
İlk madde de olduğu gibi çevredeki diğer dershanelerden farklı olabilmek için öğretmenin çalışma saatleri ile oynanıyor. Öğrenci okul çıkışında yetişebilsin diye akşam 7'ye bile gerekirse ders konulabiliyor. Sorun bakalım hangi öğretmen o derse istekli giriyor. Eskiden lise son sınıflara sadece hafta sonu olmak kaydıyla 6'şardan 12 saat ders verilirdi. Şimdilerde gel vatandaş biz daha fazla ders veriyoruz, hafta içi de akşam dersleri var, birebir var vs. gibi pazarcı mantığı ile dershane sahiplerinin kampanyaları sonucu çalışma saatleri saatleri akşam 7-8 e kadar sürer. Kurumların az işçi çok iş mantığı onlara da vurur. Az öğretmen çok iş. Bu yüzden haftada 50 saat derse girenleri vardır. Yıllık ciroları trilyonları bulan kurumlar bir öğretmen daha almamak için 40 takla atarlar. Derhane öğretmenlerinin sigortası asgari ücret üzerinden yatar.
Asgari ücret üzerinden maaşı gözükür.


Bankaya asgari kısım yatar, gerisini elden alır. Bu yüzden bankadan kredi çekmekte zorlanır. Kurum yalandan 2000tl alıyor diye bir yazı yazar. Banka da buna inanır ya da inanır gibi yapıp en fazla 20 bin-30 bin civarı parayı ancak alır.Ev kredisi çekecek kadar alması zordur.
3-5 senede bir kurum değiştirir. Çünkü bu durum ya kurumun maaşı geç ödemesinden kaynaklanır ya da maaşı her sene yapılan %5-%10 arası zamlarla 2000tl'yi geçince kurucusunun korkmasıyla kovar.Yerine 1000 liraya yeni mezun öğretmen alır.Sendikası bile yoktur. Paso bile alamaz.
Resmi bayram ve tatil günleri dershaneden dershaneye farklıdır. Franchise şubeler kurum müdürünün ağzından çıkacak karara bakar. Örneğin x dershanesinin Aksaray şubesi ile Kağıthane şubesi farklı günlerde belirler. bu da öğretmene verilen değeri ortaya koyduğundan istek ve arzuyu kırar. 
Öğretmendir ama hiç o saygınlığı bulamaz. 
-ne iş yapıyorsun?

+öğretmenim

-devlet/özel?
+özel, dershanede çalışıyorum

-hımmm devlete geçmeyi düşünmüyor musun?
Bu polemiğe meze olur. Şimdi yeni moda ise geçen bi öğretmen arkadaşımın başına gelmiş. bakkalla arasında geçen diyaloğu aynen aktarıyorum;
+ dershanelerde kapatılacakmış, siz ne olacaksınız?

- karşı tarafa da migros açılıyor, ya sen olacaksın abi? “
Gördüğünüz gibi dershane öğretmenleri açısından da durum vahim gözüküyor. Hatta bu öğretmen arkadaşımın , dershaneler kapanırsa ne olur sorusuna verdiği çok güzel cevaplarda var. Buyurun direkt sektörün içinden, bir dersane öğretmeninden çözüme dair öneriler ;
Lise müfredatını eskisi gibi 3 seneye sıkıştıracaksın. Lise 4. Sınıfta da bunları tekrar eden müfredat yapacaksın. Zaten şu anda dershanelerin lise 4.sınıflara yaptığı bu. Bak o zaman dershaneye ihtiyaç kalıyor mu? Aynı uygulamayı 8.sınıfa da yapınca ara sınıfları pek önemi kalmıyor, kendiliğinden kapanır.

Dershaneye gitmeyen nasıl yapıyor?


Bir dershanenin bir öğrenciye 12. Sınıfta katkısı %20 - %25 civarında. Öğrencinin temeli yoksa gelip gidiyor sadece yoklama için. Devir internet devri. Bir sürü konu anlatımlı video eğitim sitesi var. O da olmazsa 2-3 özel dersle açığını kapatır, aynı paraya gelir. O da olmazsa eskisi gibi okul derslerini canla başla dinleyecek öğrenci. Şimdi nasılsa dershaneye gidiyorum diye okulu sallamıyor.
Bir dershane öğretmeninin sıkıntılarını ve gündeme dair çözüm önerilini okudunuz. Bakalım önümüzdeki günler bize neler gösterecek. Sağlıcakla kalınız.
 
YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153