Merhaba sevgili dostlar.

Gündemimizde yer alan ve birçoğumuzu yakından ilgilendiren birkaç konuya dair düşüncelerimi paylaşmak istiyorum izninizle.

İlki , Suriye ile gerginlik üzerine. Malumunuz Arap baharı adı altında vuku bulan hareketler Suriye’ye sıçradı ve lideri Beşşar Esed, tıpkı diğer Arap liderler gibi protestocuları güç kullanarak susturmaya çalışıyor. Türkiye ile olan ilişkileri de haliyle oldukça bozuldu. Suriye halkının ister Esed rejimini desteklesin ister muhalifleri desteklesin, Türk halkı ile düşman olamayacağından emin olduğumu bilmenizi isterim. Tarihsel bağlarımız, yakın akrabalık ilişkilerimiz buna engel zira. Yine de Dışişleri bakanımız Ahmet Davutoğlu’na güvenim sonsuz. Kendisi politika ve uluslar arası ilişkiler konusunda son derece uzman bir yapıda. Umuyoruz ki daha fazla kan akmadan bu sorun hallolur ve Türkiye ile Suriye yeniden dost olmaya devam ederler.

Dünyayı saran bir de ekonomik kriz boyutu var. İlk dalga geçtiğimiz yıl tüm dünyayı etkisi altına alırken, Başbakan Erdoğan’ın “TEĞET GEÇTİ” sözü ile dalga geçenler bugün Avrupa’nın halini gördüğünde neler düşünüyorlardır acaba? Yunanistan iflas etti, İtalya ve ispanya sırada. Dünya bankası ve IMF ile kredi anlaşmalarına imza atmak için çabalıyorlar. Bilmeliyiz  ki bizim için aynı IMF ile anlaşma yapmayalı yıllar oldu. Daha öncenin sahipleri şimdinin mağdurları durumunda. Bu yüzden halimize şükretmeli, en önemlisi de istikrar ve güveni bozmamalıyız. Özellikle terör konusu son derece hassas. Kışkırtmaya çalışanlar olacaktır, kanmamalıyız. Birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenler olacaktır, aldanmamalıyız. Yüzyıllar boyunca bir arada yaşayan bu millet , yine üzerine düşeni yapacak ve teröre, terörden nemalanmaya çalışanlara prim vermeyecektir.

Aniden gündemimize giren Dersim tartışmaları var. Resmi kaynaklara göre 1937 yılında Dersim (Tunceli) de çıkan bir ayaklanma ordunun müdahalesi ile bastırıldı. En azından bize söylenen bu. Bugünkü tartışmalara göre bu bastırılma olayı çok daha fazla şiddetli olmuş, hatta iddialara göre kimyasal bombalar kullanılmış. Hatta Sabiha Gökçen atmış bu bombaları.dediğim gibi şimdilik iddiadan ibaret. Ak Parti Milletvekili Mehmet Metiner 3 maddelik bir öneri sundu kamuoyuna bu konuyla ilgili. 1- Tunceli adı yeniden DERSİM olsun 2- Sabiha Gökçen Havaalanı ismi değişsin 3- Mecliste bir tahkikat komisyonu kurulsun. Bu maddelerden ilk ikisini oldukça yersiz bulduğumu bilmenizi isterim. Bugünkü şehirlerin isimlerine eski hallerine döndürecek olsak bu Tunecli ile sınırlı kalmaz. Tahmin ettiğiniz sebeblerden ötürü Yarın Diyarbakır Belediyesi tutturur AMED diye, diğerleri de peşi sıra gelir. Kestirmek zor, durup dururken yeni tartışmaların içerisinde bulabiliriz kendimizi. Sabiha Gökçen ise “Dünyanın İLK kadın Savaş Pilotu” olma özelliğine sahip bir değerimiz. Ne yani, Dersim harekatına uçağı ile bir tek Sabiha Gökçen mi katıldı? Neden uzatılır bu konu sürekli anlamıyorum. Havalimanına ismini verdiğimiz isim, henüz kadınların seçimlerde oy bile kullanamadığı  zamanlarda pilotluk eğitimi alıyor, uçak kullanıyordu. Dersim konusu ile alakalı en yapıcı adım ise yine Başbakan’dan geldi ve ilk kez Devlet adına tınceli halkından özür diledi.

Son konumuza gelecek olursak; Milli Futbol takımımız, malumunuz üzere play off mücadelesinde Hırvatistan engelini aşamadı ve EURO2012 turnuvasına katılma hakkını elde edemedi. Sonuçlardan daha önemli olan ise Teknik direktör Guus Hiddink’in konuşulması gündemi meşgul etti. Evet kariyer sahibi bir hoca, bir çok başarılar elde etmiş, özellikle milli takımlar düzeyinde haklı bir üne sahip. Ama burası Türkiye, bizim sevgimiz aşır, eleştirimiz daha aşırı. Öyle Hollanda’da yaşayıp yılda 1 ay Türkiye’ye gelmek ile milli takım yönetilmiyormuş demek ki. Kaldıramadı hoca doğal olarak. Abdullah Avcı ismi ne derece doğru bilemiyorum. Önceki kariyerinde illa başarılar elde etmiş olmasına gerek yok. Yerli isim olması zaten eleştirileri okuyup anlayabilecek bir insan olduğu anlamına geliyor. Tabi robot değilse. Türkiye , Fatih Terim’i de gördü , Mustafa Denizliyi’de gördü, Şenol Güneş’i de gördü. Her biri elde ettiği büyük başarılar olmasına rağmen adeta kaçarcasına Milli Takım’dan uzaklaştılar. Hayırlısı bakalım, umuyorum Abdullah hoca ile de zaferden zafere koşan bir milli takım göreceğiz..bekleyip görelim