banner171

NATO VE LİBYA GERÇEĞİ

NATO VE LİBYA GERÇEĞİ
 
Bildiğiniz üzere "Arap Baharı" olarak adlandırılan süreç sonunda 3
ülkede (Tunus, Mısır, Libya) mevcut Devlet Başkanları koltuklarından
oldu. Bu ülkelerden ilk ikisinde uluslararası çevreler pek sesini
çıkarmadılar, zaten ses çıkaracak kadar da uzun sürmedi devrimler.
Libya'ya gelince iş değişti. Ardı ardına uyarılar, boykotlar, ülke
parasın el koyma ve nihayetinde NATO kanalıyla askeri operasyon.
 
NATO kararlarını oy çokluğu ile değil oy birliği ile alır yani 21 üye
ülkenin tamamı EVET oyu vermek zorunda.
 
NATO nun meşhur 5.maddesi var, üye devletlerden birine saldırı olmuşsa
diğerlerine de olmuş sayılır ve hukuken müdahale hakkı doğar.
 
bu 5.madde Sovyetlerin yıkılması ile etkisini kaybetti ve kendini
uluslararası müdahalelere karışır buldu, önce Yugoslavya'da Bosna ve
ardından Kosova'da, sonra Afganistan şimdide Libya.
 
İnandığım bir şey var ki, ülkelerin dışişleri politikaları yoktur,
ülkelerin çıkar politikaları vardır.Her devletin diğer devletlerle
olan dostluğu-düşmanlığı vs. yalandır, çıkarı varsa dost çıkarı yoksa
düşmandır.
 
Türkiye olarak Libyada askeri operasyona önce karşı çıktık.Zira 20
milyar doların üzerinde Türk yatırımcısının işi vardı Libyada,
iyi-kötü Kaddafi rejiminde Türk şirketleri iş alıyor ve çalışıyordu.
liseden sınıf arkadaşım, yakın bir akrabam ve aynı şirkette çalışırken
gelen iyi teklif üzerine oraya giden mühendisimiz ağabeyimiz. Hepsi
libyada çalıştılar, iyi paralar kazanıp burda da yatırımlarda
bulundular.
 
Ne demiştik, çıkarlar çatışır devletler değil. Türkiye elbette
kendisine gelen sıcak paranın kesilmesini istemez, bu yüzden libyaya
operasyonu engellemesi en doğal hakkıdır.libya afrikanın en büyük
petrol yatağı olduğu için batı devletlerinin operasyon yapmak
istemeleri de son derece doğal. malumunuz Irak örneği, yine malumunuz
ortaasya uyuşturucu trafiğinin baş merkezi Afganistan.
 
benim kurguma göre; operasyonu en fazla isteyen Fransaya diklendik
önce, baktık ki nato son derece kararlı operasyon konusunda, bu sefer
biz üste çıktık, operasyon komuta merkezinin fransanın elinden aldık
izmire verdik. bu sayede yeni yönetimle de yakın ilişkiler kurup hem
kaddafi döneminde yaptığımız işlerin bedelini alabileceğiz hemde savaş
sonrası yapılanmada etkin rol alabileceğiz.
 
unutmayın, kaddafi rejimi zamanında Libyanın milyarlarca dolar ve
altın rezervi yatırdığı bir çok ülkede temdit altında, ve şimdi bu
paraların bir kısmı serbest bırakılmaya hazırlanıyor. tamamı serbest
bırakılacak elbet ama önce Libyanın da demokratik bir yaşam tarzına
geçiş yapabilmesi bekleniyor.
 
son bir şey daha..
 
libyada nato operasyonundan önce olanların en az 10 katı halen
suriyede gerçekleşiyor, her gün yüzlerce sivil ölüyor, ama ne hikmetse
nato şartlar olgunlaşmadı diyor hala.
 
olaylara farklı bakış açılarından bakmak çok önemlidir,ara sıra sizde
bakın derim.özellikle dış politikada..

 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Barış ALKANAT
Barış ALKANAT - 13 yıl Önce

Dünyanın yöneten bir kesim insanlar tarafından dünyanın yeni düzene geçtiği bu günlerde şartların olgunlaşıp olgunlaşmadığını düşünmeleri elde edecekleri gelir kaynakları söz konusu olduğunda normal karşılanması beklenebilir. Fikrimi söylemek gerekirse tarihin tekerrür ettiği şu günlerde kazanmak için herşey mübah mantığı taşıyan bu insanlarca tarihte olduğu gibi yok olmuş veya yok olmaya terk edilmiş topluluklar görmemiz kaçınılmaz bir son olacaktır bunlar yaşamımız boyunca karşılaşacağımız bir takım politik olgulardır. Sn.Aydemir sizinde söylediğiniz gibi yeni düzene geçtiğimiz şu yüzyılda ülkelerin dışişleri politikaları yoktur, ülkelerin çıkar politikaları vardır.Her devletin diğer devletlerle olan dostluğu-düşmanlığı vs. yalandır.Çıkarı varsa dost, çıkarı yoksa düşmandır. Bu mantığı taşıyan devletlerin umurunda olurmu ki suriye, lübnan, mısır halkı vs. tek dertleri çıkarları doğrultusunda kendi menfaatlerini kendi egolarını tatmin edecek ZEMİN hazırlamak değilmidir...

Şükrü ABBAZE
Şükrü ABBAZE - 13 yıl Önce

yazınızdan örnek vererek "Türkiye olarak Libyada askeri operasyona önce karşı çıktık.Zira 20
milyar doların üzerinde Türk yatırımcısının işi vardı" cümlesini kullanarak alçak avrupa devletlerine benzetme gibi bi durum mu söz konusu ? Başbakanımız gerçektende sizin dediğiniz gibi sadece türk yatırımcıları mı düşün ? bunu mu anlamamız gerekiyor.

Ömer Faruk Aydemir
Ömer Faruk Aydemir - 13 yıl Önce

"Alçak Avrupa Devletleri" dediğinizde otomatik olarak şartlanmış olduğunuzu varsayıyorum. Yazının genelinde bahsedilen nokta "Çıkar İlişkileri" dir. Elbette Türkiye işine gelmeyen , kendisini zor durumda bırakacak kararlardan kaçınmalı, kaçınıyorda. "Çıkarlarını" korurken de Bahsettiğiniz "Alçak Avrupa Devletleri" gibi gayrı-nizami yollara başvurmuyor. Masumların canına kastetmiyor, ulusal güvenlik sebebi ile binlerce Km ötede askeri operasyonlar yapmıyor. Bunu iyi ayıredebilmemiz gerekiyor.

Şükrü ABBAZE
Şükrü ABBAZE - 13 yıl Önce

Açıklama tatmin edici. belki çıkar kelimesi biraz kötü duruyor ve okuyanları belki rahatsız ediyordur. bu vesileyle bende bundan etkilenerek yazmışımdır. açıklama için de ayrıca teşekkürederim

banner208

banner148

banner150

banner153