banner171

SPORSUZ TÜRKİYE!

Maalesef güzel ülkemin insanlarının aklına spor denilince sadece FUTBOL geliyor. Futbolun bu kadar çok hayatımızın içine girdiği bir başka ülke var mıdır?Brezilya diyeceksiniz. Ama adamlar bu işi ticarete dökmüşler, neredeyse Uganda liginde dahi bir Brezilyalı topçu görmeniz mümkün. Futbolu seviyorlar, cefasını çekmelerinin yanında sefasını da sürüyorlar. Peki ya biz?

“Sefa ile yenen cefa ile kazanılır.” Diye bir atasözü vardır,duyanınız var mıdır bilmem. Zevkü sefa içerisinde yenilen şeyleri daha sonra kazanmak için cefa çekmemiz gerektiğini anlatır. Biz ise Futbol işinin ne sefasını sürebiliyoruz ne de cefa çekebiliyoruz. Cefadan kastım, misal, , Man. Utd. Teknik Direktörü Sir Alex Ferguson gibi 15 küsur senedir bir takımı çalıştırabilecek bir hocanın hayalini kurabilir misiniz? 5 başarısız sonuçtan sonra “Hoca İstifa” sesleri yükselir trübünlerden. Hocayı göndermek en kolayıdır gerçi. İlerleyen durumlarda önce birkaç futbolcu, olmadı başkan ve yönetim kurulu. Sil baştan yeniden başlarsınız hayata. Bu kısır döngü sürüp gider yıllar boyunca.

Diktatörlük döneminde Portekizli Lider Salazar yoksul halkı 3F ile uyuttuğunu söylemiş. Fado = Arabesk, Fiesta = Öğle uykusu ve Futbol. Bu durum 70-80`lerde ülkemizde de aşağı yukarı aynıydı. Ülkemizde de yoksullar genelde arabesk dinlerdi. Fiesta kavramı kültürel nedenlerle bizde pek yer bulamamıştır ancak yine de yoksul mahallelerde insanlar topluca pikniğe, sahillere gider, haşlanmış yumurta, kuru köfte eşliğinde kurtlarını döker hayatın gerçeklerinden biraz olsun uzaklaşırdı. Günümüzde ise bu F’lerden sadece Futbol kaldı elimizde. Onu da Endüstriyel Futbol adı altında kaybetmek üzereyiz zaten. Takımlar, transferler vb. işi iyice ticarete döktü , taraftarlar da zihniyetlerini azıcık değiştirdi mi bu iş tamamdır artık.

Real Madrid takımı, sadece uzak doğuda yaptığı forma satışlarından, 3 Büyükler diye tabir ettiğimiz takımların bütçelerinden fazla para kazanıyor. Gerisini siz hesap edin.

Gelgelelim sefasını süremediğimiz Futbolun dışında, fazlasıyla bizleri sevdiren sporlarımız! da var.Avrupa bayanlar  voleybol Şampiyonlar Ligi yarı finalinde bu yıl 2 Türk takımı izleyeceğiz, ama eminim bu haberi de ilk kez buradan öğrenenler olacaktır. Basketbolda hakeza, büyük başarılar kazanmış ve kazanmaya aday ülkelerin başında geliyoruz. Tarihimizde ilk defa kazandığımız atletizm madalyalarımız var mesela. Curling diye bir spor var ve Erzurum’da yapılan olimpiyatlarda ilk galibiyetimizi bile aldık. Hoş, buz hokeyinde sadece 1 golümüz var ama malum bu sporda kavga,dövüş,şiddet vb. fazlasıyla var, ilerleyen zamanlarda tüm dünyaya adımızı ezberleteceğimizden eminim.

Nihayetinde diyebiliriz ki Türkiye’de sporun adı var kendi yok. Yıllarca halter ve güreşte olimpiyatlarda kazandığımız madalyalarla avuttuk kendimizi. Bu sistemsizlikle uzun bir süre daha avutacağız gibi. Olsun, bizim yine de birbirleriyle maç yaptıktan sonra galibiyetten ötürü dalga geçtiğimiz dostlarımız varken, kimin umurunda Edirne’nin ötesi,dimi ama?


YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153