banner171

TIME Kapağı Bir Mesaj Olabilir Mi?

Merhaba sevgili okurlar.

Yine oldukça yoğun ve gündemi meşgul eden olaylarla geçiyor günlerimiz. Bunlardan biri de Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da aday gösterildiği TIME YILIN KİŞİSİ anketi. Bu tarz anketlerde oylama internet üzerinden olduğu için biz Türklerden iyisini bulamazsınız. Hemen haberler yayılır, linkler paylaşılır, oy istenir, gereği yerine getirilir. Ak Parti teşkilatlarının neredeyse tümünün evet oyu verilmesi yönünde çalışmalarına birebir şahidim. Gelgelelim ana muhalefet partisinin de Hayır oyu yönünde çalışmalar yaptığı yönünde de bir takım resimler elime geçti. Üzüleyim mi bilemedim açıkçası. Hangi partiden olursa olsun kendi ülkenin Başbakanı hakkında uluslar arası bir  ankette Hayır oyu verin diye bildirimlerde bulunmak ne kadar etik, tartışılır. Neyse, zaten konumuz bu değil. Tesadüfen fark ettiğim, Çok ilginç bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek istiyorum izninizle.

 

Malumunuz, TIME Yılın Kişisi anketi devam ederken, 28 Kasım tarihinde Avrupa, Asya ve Güney Pasifik baskılarında “Erdogan’s Way” yani “Erdoğan’ın Yolu” başlığıyla Başbakan’ın ellerini kavuşturduğu bir fotoğrafını kullandı. Tüm dünyaca tanınan ve 1923 yılından bugüne süren yayın  hayatı sayesinde önemli bir intiba uyandıran bu derginin kapağında yer almış 9. Türk oldu sayın Başbakan. Bu arada diğer 8 Türk’ün kim olduğunu da hatırlatmakta fayda var : Mustafa Kemal Atatürk (1927-1931), İsmet İnönü (1941), Şükrü Saracoğlu (1943), Adnan Menderes (1958), Mehmet Ali Ağca (1984), Naim Süleymanoğlu (1988), Mine Karakaş (2007) ve Mehmet Öz (2011).

 

Bu noktada sözü derginin kapağına, dolayısıyla Başbakan Erdoğan’ın pozu ve başlığa dikkatinizi çekmek istiyorum. Başbakanımız bu poz hakkında; “çok uğraşmışlar böyle bir pozu çekmek için” diyerek latife yaptı. Poz, hiç şüphesiz foto montajdı. Ama bu poz ve başlık yan yana gelince işin hiç de latife olmayacak bir mesaj olduğu izlenimine kapılıyor insan.

 

1993 yılında yönetmenliğini Brian De Palma’nın yaptığı, başrolünde Al Pacino’nun oynadığı “Carlito’s Way” yani “Carlito’nun Yolu” isimli filmin afişini aşağıda görüyorsunuz : 

 

 



Hemen onun altında da Başbakanımızın TIME dergisi kapak resmi ve başlığı :


 

 

Ne kadar da birbirine benziyor değil mi? Aslında ilginç olan sadece filmin adı ve afişteki poz değil. Konusu da bir hayli manidar. Kahramanımız Carlito, işlediği basit bir suçtan dolayı hapse girer. Ardından bir şekilde! Dışarı çıkartılır. Bir avukat sayesinde kirli işlere girer, mafyaya katılır, mafya ve ardından medya yolu ile yükseldikçe yükselir, ünlendikçe ünlenir, herkese kendinden bahsettirir. Daha sonra , kendisini bu noktaya getiren ekip tarafından bir plan dahilinde ortadan kaldırılır.

 

Ak Parti iktidarı ile kronikleşen bir çok sorun çözüme ulaşıldı. Özellikle dış ilişkilerde Ahmet Davutoğlu ve ekibi tarafından geliştirilen çözüm önerileri ile komşularla sıfır sorun politikası benimsendi. Ekonomide rekorlar kırıldı, Türkiye iç dinamiklerinden sıyrılıp tüm Dünyaya ve sorunlarına karşı politika geliştirmeye çalışan bir ülke haline geldi. Lakin, son bir yıl içerisinde ise, önce dış politikada yaşanan sıkıntılar, İran’la restleşmeler, füze kalkanı projesi, Suriye olayları  ve adeta gaza getirilmeye çalışmamız, iç siyasette anayasa tartışmaları, özellikle futbolda şike hezeyanları üzerine Ak Parti ve Başbakan insafsızca eleştiriliyor. Başbakan’ın geçirmiş olduğu ufak rahatsızlık sonucu bir ameliyat olması ile Allahtan eleştirilere de biraz ara vermiş oldu. Kendisine büyük geçmiş olsun diyorum.

 

Ne dersiniz? Sizce de İsrail güdümündeki ABD li derin yapılar, asla masum olduğuna inanmadığım Hollywood piyasasında çevrilmiş bir film ile bir mesaj vermeye çalışıyor olabilirler mi? İnşallah Başbakanımızın yanında da ona eşlik eden karanlık bir avukat yoktur.

 

Ama kimse unutmasın ki , 1000 yıldır hüküm süren bu milletin kurduğu Devlet, öyle kolay kolay üzerinde oyun oynanabilecek, mesaj verilebilecek bir yer değildir. Ve ayrıca kimsenin de haddi değildir. Sorunlarımız olabilir, ama kendimizin halledemeyeceği kadar büyük değildir hiç biri. Eskiden vuku bulan bir takım dış müdahalelerden yeterli dersi aldığımızı düşünüyorum. Üstüne de ekliyorum; Allah devlete ve millete zeval vermesin. 

YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153