banner171

Üstad Necip Fazılı Anarken Hatırladıklarım…

İlim Yayma Cemiyeti Gaziosmanpaşa Şube Başkanı değerli dostum Kerem Akpınar aramasa unutup geçip gidecektim. Telefonda “hadi gelmiyor musun?” dediğinde aklıma geldi etkinlik. İlim Yayma Cemiyeti Gaziosmanpaşa Şubesi iki üç yıldır özellikle şair ve yazarlarımızı anmak, onların eserlerini gündemde tutmak için etkinlikler yapıyor. Önceleri Gaziosmanpaşa Belediyesi Kültür Merkezinde yapılan etkinlikler bu yıl format değiştirerek okullara kaydırılmış. Güzel de olmuş.

Bu sefer etkinlik evimin hemen yakınındaki Servet Asmaz Anadolu İmam Hatip Lisesinde yapıldı. Etkinliğin konusu da Üstad Necip Fazıl Kısakürek. Üstadı anmak için böyle 2-3 saatlik programlar yetmez ama okulun mahir hocaları ve çalışkan öğrencileri bu işi hakikaten başarmışlar. Üstadın hayatını sıkıcı olmadan ve çok mikrofonik bir sesle anlatan öğrenciyi çok başarılı buldum.  Hayatının içine yerleştirilen biraz da kronolojik sıra takip eden şiirler ise enfes yorumlarla sunuldu. Tabii ki final Gençliğe Hitabe ile son buldu.

Tabii bu etkinlik beni hem uzak tarihe hem de yakın tarihe götürdü. Şöyle ki biz Necip Fazılı şahsen görme bahtiyarlığına ve yakinen dinleme mutluluğuna erişmiş bir nesiliz. Hatta Erenköy’deki köşkünde üstad ve muhterem eşi Neslihan hanımla bayramlaşma mutluluğuna eriştik. MTTB’deki konferanslarını dinlemiş ve Beyazıt Mitingini izlemiş biri olarak eserlerinin bazılarını da okuduk.

Ayrıca bu tip programlar ve yarışmalar bizim için ayrıca heyecan vericidir. Vefa Poyraz Lisesinde okurken bu genç kardeşlerimizin yaşlarında MTTB tarafından İstanbul çapında yapılan bir kompozisyon yarışmasına katılmış ve 6.olmuştum. Kompozisyonumu da Üstadın meşhur şiiri Zindandan Mehmed’e Mektup şiirinden alınan “Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! / Ölsek de sevinin, eve dönsek de! / Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! / Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! / Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!” dizileri ile bitirmiştim.

Benim için çok önemli bir başka yanı da okula adını veren değerli insan Servet Asmaz idi. Servet vücut geliştirme sporu yapardı, elleri benim iki elim kadar, iri yarı adeta iki insan gibiydi. Allah vergisi güzelliğine sakal da güzel yakışmıştı. Servet kardeşimle tanışıklığımız 1990’lı yallara dayanıyor. Evimin kalebodur fayans işlerini yapmıştı. Değerli dostum Köksal Çoraklının tavsiyesi ile başlayan bu tanışıklık devam etmiş zaman zaman irtibatlaşmıştık. Çok sonraları abisiyle beraber bir iş kurduğunda sağ olsun bizi tercih etmiş muhasebe ve mali müşavirlik işlerini biz yapmıştık. Bu dostluğumuz devam ederken me’şum 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü olmuş Servet kardeşim de yanında birkaç arkadaşıyla Boğaz Köprüsündeki askerlere müdahale için yola çıkmıştı. Köprüde ilk yaralananlar arasındaydı. Kaldırıldığı Okmeydanı Hastanesinde şehadet şerbetini içmişti. O günlerde muhteşem bir kalabalıkla Küçükköy Merkez Camiinden cenazesini kaldırmıştık. Gümüşhane’nin bu yiğit evladına Allah rahmet eylesin.

Bu etkinlik bana bu güzel duyguları yaşattı. Öğrenciler ise şiirleri adeta yaşayarak yorumladılar. Etkinliğe Gaziosmanpaşa Kaymakamı Numan Hatipoğlu da katılarak büyük bir incelik gösterdi. Hatta bilseydim bir şiir çalışması yapar ben de okurdum diyerek nezaket de gösterdi. Böyle idareciler insanın iş yapma zevkini de artırır. Teşekkürler Kerem Akpınar, teşekkürler güzel yavrularım…

YORUM EKLE

banner208

banner148

banner150

banner153