banner171

Kalın'dan Kurban Bayramı tatili açıklaması

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kurban Bayramı tatilinin 9 gün olacağını açıkladı.

Kalın'dan Kurban Bayramı tatili açıklaması
 Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Cuma günü Sayın Cumhurbaşkanımız 100 günlük icraat programını vatandaşlarımızla paylaşacak. Bunlar, hem seçim döneminde vaat edilen projeleri hem de daha önce başlatılmış, devam etmekte olan ya da bitirilecek olan projeleri kapsıyor." dedi. 
Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Toplantıda özellikle yeni sisteme geçiş süreciyle ilgili yürütülen çalışmaların detaylı bir şekilde ele alındığını belirten Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cuma günü kongre merkezinde açıklayacağı 100 günlük icraat programının detaylarının da görüşüldüğünü belirtti. 

Kalın, "Bu cuma günü Sayın Cumhurbaşkanımız 100 günlük icraat programını vatandaşlarımızla paylaşacak. Bunlar, hem seçim döneminde vaat edilen projeleri hem de daha önce başlatılmış, devam etmekte olan ya da bitirilecek olan projeleri kapsıyor. Yaklaşık olarak söylüyorum; 400 projenin bu 100 günlük icraat programı çerçevesinde detayları kabine toplantısında ele alındı, diğer detaylarını da Sayın Cumhurbaşkanımız cuma günü kamuoyuyla paylaşacaklar." diye konuştu. 

Genel çerçevede bakıldığında, 100 günlük programda öncelikli amacın yeni cumhurbaşkanlığı sistemine geçişin temel unsurlarının tamamlanması, cumhurbaşkanlığı teşkilat yapısı içerisinde oluşturulan yeni birimlerin, ofis, başkanlık ve kurulların teşekküllerinin tamamlanması ve buralara üst düzey atamaların yapılması olduğunu anlatan Kalın, bu çerçevede bazı atamaların yapıldığını anımsattı.

Sürecin hızlı bir şekilde tamamlanacağını vurgulayan Kalın, "Buradaki birinci hedefimiz, tabii ki kamu hizmetlerinin hiçbir şekilde aksamaya uğramaması. Burada üst düzey atamaların yanı sıra, devam eden projelerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi de önceliklerimiz arasında bulunuyor." dedi. 

Kalın, şöyle devam etti:

"Özellikle bu 100 günlük icraat programının açıklanmasından sonra ve buna paralel olarak da 2019-2023 dönemine ait stratejik plan da kasım sonuna kadar hazırlanmış olacak. Dolayısıyla bu 100 günlük icraat programının yanı sıra 2019-2023 dönemine ait stratejik planlama da bu önümüzdeki günlerde tamamlanarak Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilecek, ardından da kamuoyuyla paylaşılacak. 

Burada bizim öncelikli hedefimiz; Türkiye Cumhuriyeti'ni, 2023 hedefleri çerçevesinde, yeni sistemin de sunduğu imkanlarla bütün bakanlıklarımızın, ilgili kurum ve kuruluşlarımızın tam kapasite çalışarak bu hedeflere ulaşacak şekilde bir performans hayata geçirmesi. Sayın Cumhurbaşkanımız da yaptıkları hem takdim konuşmasında hem de devam eden müzakere kısmında özellikle bu hususun altını çizdiler. Yeni sistemle beraber beklentilerimiz, hedeflerimiz elbette tazelenmiş oldu. Bu çerçevede devam eden kamu hizmetlerinin de etkin bir şekilde hayata geçirilmesi için çalışmalar da yoğun bir şekilde devam edecek."

Bakanların da bu konuda hazırlıkları bulunduğunu, bunların da detaylı bir şekilde ele alındığını söyleyen Kalın, sonuçların da toplu olarak Başkan Erdoğan tarafından cuma günü paylaşılacağını ifade etti. 

İç ve dış tehditlere yönelik terörle mücadele konusunun önemine işaret eden Kalın, "Milli Güvenlik Kurulu'nda da ele alındığı üzere çevremizde, ülkemizde, bölgesel ve küresel hadiselerden kaynaklanan güvenlik tehditleri ve risklerine karşı da mücadelemiz en yoğun bir şekilde devam edecek. Şunu memnuniyetle ifade edebilirim; güvenlik birimlerimiz arasında son dönemde yakalanmış olan eş güdüm, sahada da somut neticeler vermeye devam etmektedir." diye konuştu. 

İlgili tüm güvenlik birimlerinin, kendi aralarında oluşturdukları eş güdüm sayesinde teröre darbe üzerine darbe vurduklarına işaret eden Kalın, "İç ve dış tehditlere karşı da bu koordinasyon ve etkili mücadele, en üst düzeyde ve kararlı bir şekilde devam edecek." ifadesini kullandı. 

Suriye'deki iç savaşın siyasi bir çözüm yoluyla sonuçlandırılmasına ilişkin çalışmalara da değinen Kalın, bununla ilgili bir dizi siyasi girişimin hala devam ettiğini ve bunlardan birinin de Soçi Toplantıları olduğunu anımsattı. 

BM Suriye Özel Temsilcisi'nin de katılımıyla Türkiye, İran ve Rusya'nın iştirakiyle muhalefet ve rejim temsilcilerin de bulunduğu toplantıda, Soçi'de konunun ele alındığını belirten Kalın, "Orada Türkiye de garantör ülkelerden birisi olarak Astana sürecinin hedeflerine ulaşması çerçevesinde gerekli katkıları sağladı. Bu toplantının öncelikli amacı yeni anayasa komisyonunun teşkil edilmesiydi. Bununla ilgili çalışmalar devam edecek. Biz de bu sürece etkin bir şekilde katkı vermeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu. 

Bu çerçevede, liderler düzeyinde yapılan toplantıların ikisinin Soçi ve Ankara'da gerçekleştirildiğini hatırlatan Kalın, üçüncü toplantının da Tahran'da yapılacağını ifade etti. Konuya ilişkin takvimin de netleştikçe paylaşılacağını belirten Kalın, "Özellikle siyasi geçiş süreciyle ilgili olarak çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor." diye konuştu. 

Kalın, "Suriye kaynaklı terör tehditlerine karşı gerek YPG/PYD terör yapılanmasına, gerek DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı bizim etkin mücadelemiz kararlı bir şekilde devam edecek." dedi. 

ABD ile Türkiye arasında yaşanan gerilimin de önemli bir konu olduğuna işaret eden Kalın, şunları kaydetti:

"Burada devam eden bir adli süreçle ilgili yer yer Amerikan makamlarının tehdit dolu açıklamalarına şahit oluyoruz. Dün Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde de ifade edildiği gibi, bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın kabine toplantısında da ifade ettiği gibi, Türkiye, hiçbir tehdide ve tehditvari dile asla ve asla pirim vermez. Türkiye'ye yönelik tehdit ifadelerinin kabul edilmesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Özellikle NATO müttefiki olduğumuz ve stratejik ortak olarak tanımladığımız Amerika Birleşik Devletleri'nin, Türkiye'de devam eden adli bir konuyu gerekçe göstererek ya da bahane ederek Türkiye'ye yönelik tehditkar bir dil kullanması asla ve asla kabul edilemez. 

Türkiye bu stratejik ortaklığı kendi ulusal çıkarları çerçevesinde devam ettirmek için üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Buna mukabil Amerikan makamlarının özellikle Türkiye'nin ulusal güvenliğini doğrudan ilgilendiren, PYD ile angajman ve FETÖ terör örgütüne karşı mücadele konularında somut, Türkiye'yi tatmin edici adımlar atmadığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin duruşunun ne kadar haklı ve ilkeli olduğu kendiliğinden zaten ortaya çıkacaktır. Biz bundan sonraki süreçte de rasyonel, onurlu, ilkeli duruşumuzu aynen devam ettireceğiz." 

"Kurban Bayramı tatili 9 güne çıkartılmıştır"
Kabine toplantısında, yaklaşan Kurban Bayramı'na ilişkin bir karar alındığını söyleyen Kalın, "Yapılan düzenleme çerçevesinde Kurban Bayramı tatili 9 güne çıkartılmıştır. Bunu da kamuoyuyla paylaşıyoruz. Yani arife günü olan pazartesi de tatile dahil edilmiş bulunuyor." dedi. 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Rahip Brunson meselesiyle ilgili olarak da devam eden yargı sürecine herkesin saygı duyması gerekir." dedi.

Kalın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Türkiye ve ABD arasında yaşananların ardından ABD'nin F-35 savaş uçaklarına yönelik olası yaptırım kararı üzerine atılacak adımlara ilişkin sorusuna, Kalın, "Yaptırım dilini bir tehdit unsuru haline getirerek Türkiye'ye yüklenmenin hiç kimseye bir faydası olmayacaktır. Türkiye ilkeli duruşundan asla vazgeçmeyecektir." yanıtını verdi.

F-35'lerin Türkiye'ye iade edilmemesi konusunu kongrede gündeme getirenlerin, F-35'lerin uluslararası çok ortaklı bir proje olduğunu bilmesi gerektiğini vurgulayan Kalın, şunları söyledi:

"Bu sadece ABD'nin tek başına yürüttüğü bir proje de değildir. Burada 10-12 ülke vardır. Türkiye de bu projeye ortak olmuş ülkelerden birisidir. Şu ana kadar proje kapsamında yaklaşık 900 milyon dolarlık bu projeye bir ödeme de yaptık. İlk F-35 de Türk pilotlarına orada teslim edildi, onların eğitim süreci devam ediyor. Bunu engellemeye, geciktirmeye ya da Türkiye'ye verilmesini engellemeye dönük bir adım atılması halinde Türkiye'nin her şeyden önce başvuracağı bir hukuk yolu, tahkim vardır. Çünkü yapılmış anlaşmalar var. Gerekçe olarak ortaya konulan mesele ise Türkiye'de devam eden bir yargı konusudur. Aynı gerekçeyle biz de ABD'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına dönük yürütülen yargı, mahkeme süreçlerini gerekçe göstererek benzer tutumlar içerisine girebiliriz ama biz işin bu noktaya gelmesini arzu etmiyoruz."

Böyle bir yaptırım uygulamayı düşünenlerin her şeyden önce bu ilişkiye nasıl zarar vereceklerini dikkate almaları gerektiğini dile getiren Kalın, şöyle konuştu:

"Türkiye kolay kolay gözden çıkarılacak ülke değildir, bunu herkesin bilmesi gerekir. F-35 konusu olur, başka mevzular olur, Türkiye alternatifsiz de değildir. Bunu da açık ve net bir şekilde söyleyeyim. Rahip Brunson meselesiyle ilgili olarak da devam eden yargı sürecine herkesin saygı duyması gerekir. Bu bir yargı sürecidir. Dışarıdan talimatla Türk yargısına 'Şunu, bunu yapın' gibi birtakım talimatların verilmesi zaten söz konusu değildir. Bunu açık ve net bir şekilde ifade edeyim. Böyle bir adım atılması durumunda da Türkiye'nin planları hazırdır, gerekli mukabelede mutlaka bulunuruz."

"Görüşmeler devam ediyor"
Konuya ilişkin diplomasi sürecinin devam ettiğini bildiren Kalın, "Dışişleri Bakanımızın, benim, mevkidaşlarımızla yürüttüğümüz birtakım müzakereler, görüşmeler de devam ediyor. Bizim beklentimiz, arzumuz bunun bu diplomasi kanalları yoluyla çözülmesidir. Yani bu konuyu ABD'de iç siyaset malzemesi yaparak Türk-Amerikan ilişkilerine zarar verecek, yeni bir güven bunalımına neden olacak adımlardan kaçınmalarını da Amerikalı dostlarımıza tavsiye ederiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında yakın zamanda bir görüşme olup olmayacağının sorulması üzerine Kalın, "Cumhurbaşkanımızın, Sayın Trump da dahil olmak üzere pek çok devlet başkanıyla dönem dönem ihtiyaca binaen telefon görüşmeleri olabilir." karşılığını verdi. "Bugün, yarın planlanan bir görüşme yok" diyen Kalın, gelişmeler ışığında bunun düşünülebileceğini, planlanabileceğini söyledi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo arasında olası görüşmeye ilişkin soruya da Kalın, "Bu hafta içerisinde Dışişleri Bakanımızın, Sayın Pompeo ile yine bir görüşmesi olacak." karşılığını verdi. 

Münbiç'teki ortak yol haritası
Bu diplomasi trafiğinin devam edeceğini vurgulayan Kalın, "Amerikalı yetkililere, bunu zehirleyecek, engelleyecek ya da boşa çıkartacak adımlardan kaçınmalarını da tavsiye ederiz." dedi. Türkiye ile ABD arasında yaşananların Münbiç'teki ortak yol haritasını etkileyip etkilemeyeceği sorulan Kalın, şu yanıtı verdi:

"Öyle bir beklentimiz yok. Bu konuyla ilgili askerden askere bir temas trafiği var. Gerek Milli Savunma Bakanımız gerek Genelkurmay Başkanımız bu konuyu mevkidaşlarıyla görüşmeye devam ediyorlar. Münbiç planı tasarlandığı şekilde uygulanmaya devam ediyor. Onun bir takvimi, belli unsurları var bunlar adım adım hayata geçiriliyor. Bu bizim için tabii ki memnuniyet verici bir şey. Bu gerilimin Münbiç eylem planını olumsuz yönde etkilememesi bizim beklentimizdir, şu ana kadar da bu yönde bir adım görmedik ama şunun da altını çizeyim, Münbiç anlaşması doğru yolda atılmış bir adımdır ama sürecin tamamını ifade etmiyor. Bizim beklentimiz ABD'nin PYD/YPG terör örgütüyle her tür angajmanını sonlandırmasıdır. Suriye'nin geleceği, Türkiye'nin güvenliği, Türk-Amerikan ilişkileri açısından da olması gereken budur. Madem 'DEAŞ ile mücadele' denilen süreç sona erdi, DEAŞ tehdidi ortadan kalktı bir-iki yıl öncesine göre, o zaman artık ABD'nin YPG/PYD ile iş birliğini devam ettirmesini gerektirecek bir gerekçe de ortada bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu çerçevede gerek Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması gerek Türkiye'nin güvenliğinin garanti altına alınması gerekse de Türk-Amerikan ilişkilerindeki bu pürüzün ortadan kaldırılması için yapılması gereken ABD'nin YPG/PYD terör örgütüyle her türlü ilişkisini sonlandırmasıdır."

Suriye'deki gelişmeler
Bir gazetecinin Suriye kaynaklı terör tehditlerine karşı yeni operasyonların yapılmasının söz konusu olup olmadığını sorması üzerine Kalın, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Güney Afrika'daki görüşmede, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bu konuları ele aldığını belirtti.

Öncelikli hedeflerinin Türkiye-Suriye sınırındaki güvenlik risklerinin ortadan kaldırılması olduğunu, bu kapsamda Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekatlarını yaptıklarını hatırlatan Kalın, bu bölgeyi fiilen güvenli bölge haline getirdiklerini, Türkiye yönelik tehditleri bertaraf ettiklerini kaydetti.

Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O bölgenin kontrolü, bildiğiniz gibi hem Cerablus bölgesinin hem Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinin hem de Afrin Harekatı bölgesinin kontrolü şu anda Türkiye'de ama yerel unsurlarla birlikte yapıyoruz biz bunu. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Suriye'nin ya da bir başka ülkenin topraklarında herhangi gözümüzün olmadığını zaten pek çok defa ifade ettik ve eylemlerimizde teyit etmiş olduk. İdlib'te de yürüttüğümüz bir süreç var. Orada da 12 tane askeri gözlem noktasını kurmuş bulunuyoruz. O da çatışmasızlık bölgeleri anlaşması çerçevesinde Ruslarla ve İranlılarla birlikte koordine ettiğimiz bir uygulama. Şu ana kadar da orada özellikle rejim kaynaklı herhangi bir saldırının olmaması, sivillerin herhangi bir saldırıya maruz kalmaması için görüşmelerimiz devam etti ve şu ana kadar netice de aldık."

Hama'da, Humus'ta şu anda Dera'da yaşananlarının bir benzerinin İdlib'te yaşanmasını asla kabullenmeyeceklerinin altını çizen Kalın, "Çünkü sınırımızdadır. Sıfır noktasındadır. Sivillerin hedef seçilmesi, oradan yeni bir göç dalgasının Türkiye'ye doğru harekete geçmesi elbette herkesi sıkıntıya sokar. Bunun önlemesi için de ilgili bütün birimlerimiz Dışişlerimiz, Silahlı Kuvvetlerimiz, istihbarat birimlerimiz yoğun bir diplomasiyi zaten şu anda yürütüyorlar." dedi.

Tel Rıfat konusunun arada kalan bir konu olduğunu, onun çözülmesi için Ruslarla ve İranlılarla temaslarının devam ettiğini dile getiren Kalın, Münbiç'te de Amerika ile yürütülen bir süreç olduğunu söyledi.

Kalın, Suriye'de karşı saflarda duran aktörlerle aynı anda bu anlaşmaları hayata geçirebilen tek ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, bunun Türk diplomasisi açısından önemli bir başarı olduğunu vurguladı.

"Suriye'nin batısında Rusya ve İran ile özellikle İdlib ve Afrin bölgesinin koordinasyonunu yapıyoruz. Doğu'da da Münbiç bölgesinde Amerikalılarla güvenlik tedbirlerinin koordinasyonunu yapıyoruz. Bu Türk diplomasisi açısından önemli bir başarı. Cumhurbaşkanımızın da her defasında ifade ettiği terörle mücadelede sergilediğimiz kararlı ve ilkeli duruşun da diplomasiye bir yansımasıdır. Dolayısıyla Suriye kaynaklı başka bir tehdit söz konusu olduğunda bu da Suriye'nin bir başka bölgesinde bu Haseki olur, bir başka bölgeler olur, bununla ilgili tedbirleri Türkiye her zaman alır."

 "21 gün konusunda geri adım yok"
Bedelli askerlikle ilgili sürecin sorulması üzerine Kalın, "Önümüzdeki birkaç gün içerisinde Cumhurbaşkanımızın imzalaması öngörülüyor." dedi.

Kalın, konunun Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından, Milli Savunma Bakanlığının konuyla ilgili takvimi ve gerekli düzenlemeleri kamuoyu ile paylaşacağını aktardı.

Kalın, "21 gün konusunda bir geri adım yok. Daha önce de ifade ettik. Zaten Meclisten de böyle geçti. Bununla ilgili Milli Savunma Bakanımız da hem Cumhurbaşkanımıza hem kabine üyelerine bir bilgilendirme yaptı. Umarım yakın bir zamanda bedelli askerlik meselesi de bu şekilde çözüme kavuşturulmuş olur." ifadesini kullandı.

"Olağanüstü ya da acil koduyla herhangi bir durum yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi kabulüne ilişkin bir soru üzerine Kalın, görüşmenin Türk siyasetinin son dönemde aşina olduğu görüşmelerden birisi olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

Erdoğan ve Bahçeli'nin, çeşitli istişarelerde bulunmak üzere dönem dönem bir araya geldiklerini anımsatan Kalın, olağanüstü bir durumun olmadığını, ara ara bu tür istişarelerin yapılmasında fayda mülahaza edildiğini vurguladı. Kalın, bugünkü görüşmenin de o görüşmelerden bir tanesi olduğunu bildirerek, şöyle devam etti:

"Genel olarak Türkiye'deki siyasi süreç, seçim sonrası yeni sistemin oturması, bununla ilgili atılan adımlar, bundan sonrasıyla ilgili yürütülen süreçler ve genel siyasi konularla ilgili bir genel değerlendirme ve görüş alışverişi yapıldı. Bundan sonra da ara ara, dönem dönem bu çerçevede görüşmeler olabilir. Olağanüstü ya da acil koduyla herhangi bir durum yok. Zaman zaman bu tür görüşmeleri hep birlikte müşahede edeceğiz."

Merkez Bankasının enflasyon tahminine ilişkin bir soru üzerine Kalın, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Cumhurbaşkanlığı Kabinesine bilgilendirmede bulunduğunu bildirdi.

"Tasarruf hedefleri konuldu"
Kalın, daha önceki Kabine toplantısının ardından da ekonomi politikalarında bütçe disiplini, enflasyonla mücadele ve yapısal reformların önceleneceğinin ifade edildiğini hatırlattı. İbrahim Kalın, bunun, Türkiye ekonomisinin istikrarlı büyüme hedefleri çerçevesinde büyük önem arz ettiğine işaret etti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Kamu kurumlarına, bakanlıklara bütçe disiplini doğrultusunda bazı tasarruf hedefleri konuldu. Kamu kurumlarına ve özellikle bakanlıklarımıza birtakım tasarruf planı ya da hedefi çerçevesinde değerlendirmeler yapıldı. Vatandaşlarımızı ve devam etmekte olan projeleri etkilemeyecek şekilde kamu harcamalarında belli oranlarda azaltım yapılmaya da başladı. Bu mali disiplin, kamu maliyesinin disiplini açısından çok büyük önem arz ediyor." diye konuştu.

Yeni dönemin hedeflerinden birisinin de güçlü ve kaynak çeşitliliği ile derinleştirilmiş bir sermaye piyasası olacağına dikkati çeken Kalın, Orta Vadeli Program'ın da öncelikli hedefinin, bunun detaylarını ortaya koymak olacağını dile getirdi.

"Hedeflerimizden birisi de enflasyonun aşağıya çekilmesi"
"Ağustos ayı sonu gibi bu Orta Vadeli Program'ın tamamlanarak kamuoyu ile paylaşılması da öngörülmekte." diyen Kalın, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Dolayısıyla gerek enflasyonla mücadele gerek işsizliğin azaltılması, turizm gelirlerinin artırılması, uluslararası sermayenin Türkiye'ye çekilmesi, yatırımların artırılması konusunda yoğun bir çalışma şu anda Hazine ve Maliye Bakanımız ve ilgili kurumlarımızın eş güdümüyle devam ediyor. İşsizlik oranı 9,6 olarak çift hanelerden tek haneye inmiş oldu. Biz bu trendin devam edeceğini öngörüyoruz. Yine geçen yıl bu döneme kıyaslandığında turizm gelirlerinde ikinci çeyrekte yüzde 30,1'lik bir artış gerçekleşti. Bu yıl üçüncü ve dördüncü çeyreklerde bu rakamların, yüzdelerin daha da artacağını öngörmekteyiz."

Merkez Bankasının enflasyonla ilgili tahminini, bugünkü şartlar çerçevesinde yaptığını bildiren Kalın, şartlar değiştiğinde, daha olumlu hale geldiğinde bunun revize edebileceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Elbette ki hedeflerimizden bir tanesi de Merkez Bankasıyla hükümetimizin, ilgili birimlerimizin eş güdüm içerisinde enflasyonu aşağıya çekmesidir. Faiz konusunda da Sayın Cumhurbaşkanımızın tutumu zaten belli, bunları bir bütünlük içerisinde koordine etmek suretiyle bu çalışmaları bundan sonra da yürütmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki kısa ve orta vadede, özellikle Orta Vadeli Program'ın açıklanmasıyla birlikte Türk ekonomisinin yapısal gücünün bütün sektörlere yansıtılması noktasında önemli adımlar atılacağını rahatlıkla ifade edebilirim."

Güncelleme Tarihi: 01 Ağustos 2018, 01:03
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153