Suriyeli bir çocuğun doktorla arasında geçen diyaloğu paylaşan Davutoğlu, şunları söyledi:

Bir gönüllü doktor hanımefendi bize mesaj atmıştı. Suriyeli yetimin başını okşadım diyor. 'Okula gidiyor musun?' diyor 'Gideceğim' diyor. 'Peki ne olacaksın?' diyor. 'Ben büyüyünce Türk olacağım' diyor. O çocuğun gözünde Türk olmak demek yetimlerin başını okşamak demektir. Bize bu günleri yaşatan aziz milletimize teşekkürü borç bilirim.

Başbakan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

'KIZILAY VİCDAN HAREKETİDİR'

Allah gönlünüzdeki muhabbeti artırsın. Kızılay bir vicdan hareketidir. Bu aziz milletin, bu mübarek kurumu benzeri kuruluşlardan farklıdır. Biz sadece insani görevimizi yapmak için yola çıktık. Kızılay bir gönül hareketidir. Bir bürokratlar ya da memurlar hareketi değildir. Kızılay'ın kapısından adımını atan bir kimse mevki, makam, maaş, bordro hesabı içine girmemiştir. Her birinizi saygı ile hürmet ile bir kez daha selamlıyorum. Kızılay bir temsil hareketidir. Bayrağımıza bakınız bir de Kızılay'ın hilaline. Birbirini tamamlar. Bir temsil hareketi olmanın yanında profesyonelce çalışması gereken bir semboldür. 

'AK PARTİ MİSYONUNA KAVUŞTURDU'

Hilal-i Ahmer'in gerçek vecizesi ile ortaya çıkışı Trablusgarp'ta ortaya çıktı. Sadece Libya'da büyük bir muhabbetle karşılanmadılar. Bütün bir İslam dünyasında hareket oluşturdular. Daha da kökleşmesi için kadınların harekete geçmesi gerekti ve Gazi Ahmet Paşa'nın hanımı tarafından kadınlar dahil oldu. Bütün emeği geçenleri rahmetle anıyoruz. 1947 yılında adı Türk Kızılayı oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde başlayan AK Parti iktidarı Kızılay'ı asli misyonuna kavuşturdu. Emeği geçen herkese teşekkürü bir borç biliyorum. Hilal varsa şefkat var, kudret var, biz varız. Ecdat var, merhamet var, vicdan var. 

SURİYELİ ÇOCUK: BÜYÜYÜNCE TÜRK OLACAĞIM

Bir Marmara depremindeki aciz Kızılay'ı düşünün bir de Van depremindeki muktedir Kızılay'ı. Aradaki fark ortaya çıkacaktır. Gururla şimdi her yerde zikrediyoruz. 10 milyar doları aşkın sadece kamptakilere kaynak harcadık. Allah mazlumlara el uzatanı yalnız bırakmaz. Bir gönüllü doktor hanımefendi bize mesaj atmıştı. Suriyeli yetimin başını okşadım diyor. 'Okula gidiyor musun?' diyor 'Gideceğim' diyor. 'Peki ne olacaksın?' diyor. 'Ben büyüyünce Türk olacağım' diyor. O çocuğun gözünde Türk olmak demek yetimlerin başını okşamak demektir. Bize bu günleri yaşatan aziz milletimize teşekkürü borç bilirim. Suriye söz konusu olduğunda Kızılay oradaydı.