banner171

CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda Kılıçdaroğlu ile İnce yarışacak

CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda İzmir Milletvekili Kılıçdaroğlu ile Yalova Milletvekili İnce, yeterli delege imzasıyla genel başkanlığa aday oldu.

CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda Kılıçdaroğlu ile İnce yarışacak
 

Yarış Kılıçdaroğlu ile İnce arasında olacak

CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda İzmir Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin genel başkan adaylığı için yeterli imzayı topladığı bildirildi.

Ankara Spor Salonu'ndaki kurultayda, genel başkan adayı olmak isteyenler Divan Başkanlığına delege imzalarını sundu.

Bu kapsamda, Kılıçdaroğlu ve İnce'nin yeterli imzayı toplayarak genel başkanlığa aday olduğu belirtildi.

Genel başkanlığa aday olacaklarını açıklayan eski İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile eski Ümraniye İlçe Başkanı Alparslan Çabuk ise gerekli sayıda imzayı toplayamadı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin 36. Olağan Kurultayı'nda konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Lozan'ı tartışmaya açanlara açık ve net şunu soruyorum; Sen Sevr'i mi özledin, Sevr'i mi istiyorsun, Lozan'ın nesini tartışmaya açıyorsun? Lozan, verdiğimiz milli kurtuluş savaşının onur belgesidir. O onur belgesini hiç kimseye tartıştırmayız." dedi.

Kılıçdaroğlu, Ankara Spor Salonu'nda gerçekleştirilen CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin beka sorunuyla karşı karşıya olduğu zor koşullar altında bulunduklarını, Cumhuriyet tarihinin en zor süreçlerinden birisini yaşadıklarını savundu.

Kurultayı, "Türkiye'yi, yaşadığı sorunlardan çekip, çıkarma, Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırma kurultayı" olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, bu kurultayın, Gazi Mustafa Kemal'in Dolmabahçe'de 13 Kasım 1918'de düşman gemilerine bakıp, "Geldikleri gibi gidecekler." diyenlerin kurultayı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin 5 sorunu

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugün itibarıyla Türkiye'nin 5 temel sorunla karşı karşıya olduğunu, bu sorunların ağırlığı içinde karamsar bir tablo bulunduğunu, bu tablonun kaygıları, endişeleri derinleştirdiğini öne sürdü.

Düşünen her vatandaşın, ''yarın ne olacak'' kaygısı, endişesi duyduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, iktidar 2002'de işbaşına geldiğinde Türkiye'nin bir temel sorunu olduğunu, bu temel sorunun bazen Kürt sorunu, bazen toplumsal barış, bazen de Güneydoğu sorunu olarak dillendirildiğini anımsattı.

Kılıçdaroğlu, bu sorunun yanına 2018'de demokrasi, ekonomi, eğitim ve dış politika sorunlarının eklendiğini, bu sorunların karşılıklı etkilenmeyle giderek derinleştiğini ifade etti.

"Mustafa Kemal'in Mehmetçikleri"

Yüreklerinin, dualarının Afrin'deki askerlerle olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şehitlerimiz, gazilerimiz var. Afrin'de bu ülke, bayrak, bizim ve çocuklarımız için mücadele eden Mustafa Kemal'in Mehmetçiklerine buradan selam gönderiyorum." dedi.

Bu konudaki milli duruşlarını açık, net şekilde dile getirdiklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, birilerinin Afrin operasyonunu, bir partinin kararıymış gibi topluma sunmaya çalıştığını savundu. Kılıçdaroğlu, ordunun Mustafa Kemal'in ordusu olduğunu ifade ederek, "Senin ordun değil, mücadele Türkiye içindir, senin için değildir." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye 2002'de rahmetli Ecevit hükümeti döneminde terörün beli kırılırken, 2018'de terör nasıl bu kadar geniş coğrafyaya, kimlerin desteği, dış politikalarıyla yayıldı? Şehitler, gaziler geliyorsa düşüneceğiz, Türkiye'yi bu noktaya kimler taşıdı?" diye sordu.

Hükümete çağrı

Hükümete "açık ve net çağrı" yaptığını kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye hükümetiyle derhal temasa geçin. Suriye hükümeti de Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana biz de toprak bütünlüğünden yanayız. Eğer Suriye'de toprak bütünlüğü sağlanacak, akan kan duracaksa, Suriye devletiyle, hükümetiyle derhal ilişki kurmak gerekiyor. Sadece Suriye ile değil benzer ilişki Irak merkezi hükümetiyle de kurmak zorundayız.

Sorun nasıl çözülür? 35 yıldır çözülmeyen bu sorun nasıl çözülür? Bu sorunun çözüm adresini yanlış belirlediler, çözüm adresi TBMM'dir. Demokrasi ve özgürlük bağlamında alınıp çözülmek zorundadır. Sorunun çözümünde komşu ülkelerle yakın ilişki kurmak gerekir. Kürt sorunu ile terör sorunu arasındaki hassas dengenin çok iyi belirlenmesi gerekir. Artvin Şavşat'ta terör örgütü tarafından saldırıya uğrayan Genel Başkan olarak söylüyorum; adına ister Doğu, Güneydoğu ister Kürt sorunu deyin, ister başka bir şekilde tanımlayın, bu sorunu çözecek olan parti sadece ve sadece CHP'dir. 'İlk 4 yıl içinde bu sorunu çözmezsem siyaseti bırakacağım' sözü verdim. Barış ve huzuru Anadolu'nun her toprağına götüreceğim."

"Suyla değil benzin bidonuyla gidildi"

İkinci sorununun dış politika olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, yalnızlaşan, herkesin eleştirdiği, egemen güçler tarafından savrulan, savrulduğunu "aldatıldık" diye itiraf eden bir Türkiye tablosuyla karşı karşıya olduklarını vurguladı.

Kılıçdaroğlu, Suriye'ye bir kova suyla değil benzin bidonuyla gidildiğini savunarak, Suriye'de yüz binlerce kişinin hayatını kaybettiğini, 3,5 milyon Suriyelinin Türkiye'de olduğunu söyledi.

Hem terör örgütleri hem egemen güçler tarafından verilen talimatı, öneriyi yerine getiren, getirdikten sonra da yalnız kalıp, dönüp millete "Bizi kandırdılar, aldattılar." diyenlerin Türkiye'nin yakasından düşmesi gerektiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, dış politikanın milli olması gerektiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, Lozan Antlaşması tartışmalarına da değinerek, antlaşmanın bu ülkenin tapu senedi olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Lozan'ı tartışmaya açanlara açık ve net şunu soruyorum; Sen Sevr'i mi özledin, Sevr'i mi istiyorsun, Lozan'ın nesini tartışmaya açıyorsun?" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Lozan'da sonucun kan, gözyaşı, acıyla alındığını dile getirerek Türkiye'nin sınırlarının cetvelle çizilmediğine işaret etti. Kılıçdaroğlu, "Lozan, verdiğimiz milli Kurtuluş Savaşı'nın onur belgesidir. O onur belgesini hiç kimseye tartıştırmayız." dedi.

Kılıçdaroğlu, iktidarın dış politikasını eleştirdi

"Dış politikayı kesinlikle milli yapacağız. Egemen güçlerin beklentilerine göre bir politikayı asla kabul etmeyeceğiz." diyen Kılıçdaroğlu, dış politikayı ülke çıkarları üzerine inşa edeceklerini ve Türkiye'yi bütün komşularıyla barış içinde yaşayan bir ülke haline getireceklerini söyledi. 

Vatandaşlara, "Türkiye'nin Mısır'la, Suriye'yle, Irak'la, İran'la, Libya'yla, AB ile Rusya'yla, ABD'yle ilişkilerini hangi parti düzeltir? Dış politikayı Türkiye'nin çıkarları üzerine hangi parti inşa eder?" diye soran Kılıçdaroğlu, vicdanla düşünenin CHP cevabını vereceğini savundu. 

"İnsan beyni dünyanın en stratejik ürünüdür"

Türkiye'nin yüzünü insan haklarının evrensel değerlerine ve hukuka döndüreceklerini belirten Kılıçdaroğlu, bunun için en önemli unsurun eğitim olduğunu vurguladı. 

Hükümetin bir eğitim politikası olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, sürekli değişen sistemlerde çocukların denek olarak kullanıldığını ileri sürdü. 

Kılıçdaroğlu, "Her 100 aileden 80'i çocuğunun yurt dışında eğitim almasını istiyor. Bu da Türkiye'nin eğitimde iflas noktasına taşındığını gösteriyor. Eğitimin iflası, Türkiye'nin çağından kopması anlamına gelir." dedi. 

CHP'nin iktidarında eğitim sistemine yönelik projelerini de anlatan Kılıçdaroğlu, öğretmenleri toplumun en saygın kişileri yapacaklarını, öğretmen meslek kanunu çıkaracaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin gelecek kaygısı taşımaması gerektiğini vurgulayarak, en düşük öğretmen maaşının açlık sınırının üzerinde olmasını sağlayacaklarını, her 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde birir maaş ikramiye vereceklerini söyledi. 

Kılıçdaroğlu, taşımalı eğitime son vererek, öğretmenle öğrenciyi bulundukları yerde buluşturacaklarını aktardı.

İş garantili eğitime önem vereceklerini, organize sanayi bölgelerine yatılı meslek liseleri kuracaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "İşsizler ordusu değil çalışanlar ve üretenler ordusu yaratacağız. Üreteceğiz ki dünyada saygınlığımız olsun." diye konuştu. 

"Sen yakanı tefecilere kaptırmışsın"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ekonomik açıdan da büyük sıkıntı içinde olduğunu iddia ederek, vatandaşın geçim sıkıntısı çektiğini söyledi. 

Çiftçinin, kamyoncunun dünyanın en pahalı benzinini, mazotunu kullandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, iktidarın bu kesimleri unuttuğunu, onların sorunlarını CHP'nin dile getirdiğini anlattı. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"15 yıldır hükümet rant ekonomisi uyguluyor. Taksi şoförü, çiftçi, fabrika işçisi vergi verirken, rantiye sınıfına vergi ayrıcalıkları getirdiler. Bu iktidar faiz lobisine hizmet eden iktidardır. Son 15 yılda yurt dışında bir grup sermayedara ödenen faizin miktarı 148 milyar dolardır. İçerde de bir grup sermayedara faizler ödediler, 689 milyar lira. Faiz yüksek. 'Efendim faizi düşürelim.' İktidar sen değil misin? 'Düşürelim' demekle düşmez. Sen yakanı tefecilere kaptırmışsın. Sen tefecilere ve faiz lobilerine hizmet eden iktidarsın. Biz bu ülkeyi tekrar üretim bandına alacağız. Herkesin işi, aşı olacak." 

"Yoksulluğu bu topraklarda tarihe gömeceğiz"

Kılıçdaroğlu, "CHP'ye zaman zaman haksız eleştiriler geliyor. 'Efendim, CHP vatandaşın sorunuyla ilgilenmiyor, CHP entellerin partisi' diyorlar. Onların yüzüne, gözüne dursun. Senin dünyadan haberin yokken taşeron sorununu bu ülkenin gündemine hangi parti getirdi?" değerlendirmesinde bulundu. 

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin tüm kesimlerin yanında olduğunu, onların sorunlarına çözüm bulacaklarını da belirtti. 

CHP'li belediyelerin hizmetlerini de anlatan ve yaptıklarıyla tüm Türkiye'de örnek gösterildiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Allah'ın izniyle önümüzdeki seçimde Bursa'yı, Balıkesir'i, Manisa'yı, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı, Ankara'yı ve İstanbul'u alacağız. Bir tarih yazacağız." ifadelerini kullandı. 

Kılıçdaroğlu ekonomik verileri değerlendirdi

Kılıçdaroğlu, Ekonominin ancak OHAL'in kaldırılmasıyla düzelebileceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları durumunda, ekonomi politikalarının tepeden tırnağa yeniden düzenleyeceklerini söyledi.

Bütçe, vergi ve para politikalarını "üreten Türkiye" anlayışıyla yeniden düzenleyeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, asgari ücretliden vergi alınmayacağını açıkladı. Çiftçinin milli gelirden hak ettiği yüzde 1 hakkı vereceklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesini de teşvik edeceklerini duyurdu.

Kılıçdaroğlu, "Bunlar, yakalarını rantiyeciye kaptırdılar çünkü göbekten bağlılar. Biz o göbek bağını Mustafa Kemal'in makasıyla keseceğiz." dedi. Sanayide, tarımda ve her alanda üreten bir Türkiye yaratacaklarını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi saman ithal eden ülke ayıbından kurtaracaklarını söyledi.

Hükümetin bilgi yoğunluklu üretimden haberi dahi olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin beşinci temel sorununun demokrasi olduğunu vurguladı.

Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız. Demokrasi için ağır bedeller ödedik. Gencecik çocuklarımızı, başbakanlarımızı darağacına gönderdik. Demokrasi için bu ülke ağır bedeller ödedi. Biz ağır bedeller ödenmemesi için, 'herkes düşüncesini özgürce ifadede edebilsin' diye, 'yargı bağımsız, tarafsız olsun' diye, 'hiçbir sınıfa ayrımcılık tanınmasın' diye çalışacağız." ifadelerini kullandı.

Hesap veren yönetim

"Hesap soran, baskıcı, despot değil; vatandaşa hesap veren bir devlet için demokrasiyi savunuyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi süreciyle Türkiye'nin farklı bir sürece girdiğini belirtti. Darbe gecesi hayatını kaybeden şehitlere rahmet ve saygı dileğinde bulunan Kılıçdaroğlu, darbecilere ve demokrasi düşmanlarına karşı hep birlikte ortak bir mücadele yaptıklarını anlattı.

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz günü halkın, demokrasiyi askıya almak isteyenlere karşı "direnme hakkını" kullandığını aktararak, "15 Temmuz'dan söz etmemin temel nedeni, halkın direnme hakkını kullanmasındandır. Ben 15 Temmuz darbe girişiminden önce demokrasiye yapılacak ihanetler karşısında 'direnme hakkımızı kullanacağım' dediğimde bütün saldırılar üstümüze gelmişti. Şimdi tarih bizim yanımızda, tarih bizi doğruladı. Kim despot bir yönetimi istiyorsa halkın direnme hakkı vardır ve direnme hakkı kutsal bir haktır." diye konuştu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de Bursa nutkunda bu hakka vurgu yaptığına işaret eden Kılıçdaroğlu, baskılara karşı her türlü mücadeleyi sonuna kadar yapacaklarını bildirdi.

15 Temmuz darbe girişimini direnme hakkını kullanarak, engellediklerini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 20 Temmuz'da ise bir sivil darbeyle karşı karşıya kaldığını ileri sürdü.

CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'ndan notlar

Teması "Adalet ve Cesaret " olarak belirlenen CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nı izlemek için gelenler, yoğun güvenlik önlemleri altında salona alındı. 

Yaklaşık 600 polisin ve 200 özel güvenlik görevlisinin görev yaptığı Ankara Spor Salonu'nun çevresinde de atlı polisler bulunuyor.

Kurultayının gerçekleştirileceği salona, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun posterleri asıldı.

Partililere Türk bayrağı ve parti flamaları dağıtılan solonda, "Emanetimiz Cumhuriyet, gücümüz halk", "Yine, yeniden Cumhuriyet", "Tutuklu gazetecilere özgürlük", "Biz adaletli bir Türkiye istiyoruz", "Barışı birlikte inşa edeceğiz", "Biz biriz, biz bütünüz, biz vatanseveriz" afişleri asıldı.

Salonun ortasına hazırlanan alanda CHP delegeleri yerlerini aldı.

Kurultayda, engelliler de unutulmadı. Konuşmalar, işitme engelliler için işaret diline çevrilecek.

Salonda, tutuklu CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu için başlatılan "özgürlük kampanyası" kapsamında imza toplanıyor.

Kılıçdaroğlu Ankara Spor Salonu'na geldi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, kurultay salonuna gitmek üzere Çukurambar'daki evlerinden saat 10.40'da ayrıldı. Evden ayrılırken gazetecileri selamlayan Kılıçdaroğlu ve eşi, Ankara Spor Salonu'nda coşkuyla karşılandı. 

Çift, kurultay salonun ortasında kurulan platformda yürüyerek partilileri selamladı. Kılıçdaroğlu'nun salona girişinde Ankara'dan İstanbul'a gerçekleştirilen yürüyüşte sık sık kullanılan "Geliyoruz zincirleri kıra kıra" şarkısı çalındı. Kılıçdaroğlu da zaman zaman şarkıya eşlik etti, eşiyle birlikte salondakilere karanfil attı. 

Genel Başkanlık seçiminde diğer adaylarla yarışacak Kılıçdaroğlu daha sonra salonda delegelerin ön bölümünde adaylar için ayrılan bölüme oturdu. 

Genel Başkan aday adaylarından Muharrem İnce kurultay salonuna Kılıçdaroğlu'ndan önce geldi.

İnce ve eşi Ülkü İnce salonun ortasında kurulan platformda yürüyerek partilileri selamladı. Tribündeki bazı partililerin İnce'ye karanfil attığı görüldü.

İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da kurultay salonuna girişinde partililerce alkışlandı. Kaftancıoğlu yerine geçerken bazı partililer "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı attı. 

Daha önce 3 olağan, 2 seçimli olağanüstü kurultayda Genel Başkanlık yarışını kazanan Kılıçdaroğlu, 6. kez partisinin Genel Başkanlığına aday oluyor. 

Divan Başkanlığına Büyükerşen önerilecek

Kurultayın Divan Başkanı'nın Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen olması bekleniyor. Büyükerşen'in ortak imza ile aday gösterileceği belirtiliyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, dün yaptığı açıklamada şehitlerin olduğu bir ortamda kurultaya coşku katacak etkinlikleri iptal ettiklerini ifade etmişti. 

Güncelleme Tarihi: 03 Şubat 2018, 17:36
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153