İnsanlar neler yapar , nelerle uğraşır bir düşündüğümüzde korkunç manzaralarla karşılaşıyoruz. Çocuklarımızın zamanlarını geçirdiği Bilgisayar ortamında ki oyunları vurmak ,kırmak üzerine kurulmuş. Saatlerce hiç bıkmadan , yemek yemeksizin , gözler kırpılmaksızın ,nefes alınmaksızın SAVAŞ oyunları oynuyorlar.
Çocuk sokağa çıksa neler yapabilir. Spor yapacak alan mı var ? Park mı var ? Kütüphane mi var ? Sohbet edebilecekleri sosyal amaçlı mekanlar mı var ? Bu sayılanların hiç birisi yok. Neler var. Bonzai var. Sigara var. Uyuşturucunun her çeşidi var. Çeteler var. Sokak başları tutulmuş Batakhane ortamı var.
Kadınlarımızın hali ortada işe gidenler işe gidene kadar otobüslerde , minibüslerde göz tacizi , el tacizi sürtünme tacizine uğruyorlar. Hele ki kıyıda köşede kalmış bölgelerde minibüste isen ve minibüste kimse yoksa tacizin sonu ölümle bitiyor maalesef.
Tv kanallarına baktığımızda her gün ŞEHİT haberleri izliyoruz. İlçelerde ki çatışmaları takip ediyoruz. Sokağa çıkma yasaklarını takip ediyoruz. Yandaş Medya oluşmuş , Havuz Medyası oluşmuş özgürce haber yapılamaz olmuş. Tv deki Aşk dizilerinde bile mafyalar devrede.
Ailece her Çarşamba akşamı Poyraz Karayel adlı diziyi izliyoruz. Polis Memuru , Mafya ,Baronları , Aşk , Sevgi , Aile yapıları birbirinin içine et kemik gibi girmiş. Bu tür yapılar gerçekten var mı merak ediyorum. Yeğenlerim de Eşkiya Dünya ya Hükümdar Olmaz adlı bir diziyi izliyorlarmış. O dizi de anlatılana göre Poyrazdan aşağı değil çok fazlası var. Zaman zaman Atv de YETER diye bir dizi var arada bir bakıyorum. Doktor un mutsuz bir aile yapısı , Anne kızını Babadan uzaklaştırıyor. Baba kızını Anneden kaçırıyor. Bu olaylar olurken de dizi de vurmalar kırmalar öldürmeler oluyor. Bunları izleyerek hayatımızı tüketiyoruz.
Son zamanlarda bir fetva duyuruları var aman Allahım neler yok ki son günlerde üç yaşındaki çocuklarla ilgili verilen fetva insanı insan olmaktan utandırıyor. Dini kendi siyasi ,ticari , sosyal çıkarları için yanlış yorumlayıp toplumları bölenler ,ayrıştıranlar yarın mahşerde Allahımızın huzurunda nasıl hesap verecekler bilemiyorum.
Siyasilerin birbirlerine olan hitabetleri , birbirlerine olan eleştirileri : Namussuzdur ! Haysiyetsizidir ! Şerefsizdir ! Yalancıdır !
Bu olayları yaşayan , bu dizileri izleyen , bu siyasilerin oluşturduğu bir toplum , bu Din Tüccarlarının göstereceği yol ile toplum nereye gider , nasıl yaşar düşünmek bile istemiyorum.
Bizler , özgür birey olmak istiyoruz. Bizler eleştiri yaparak doğruyu bulmak istiyoruz. Bizler aklı hür , ifadesi hür bireyler olmak istiyoruz . Bizler DEMOKRASİ yi daha fazla DEMOKRASİ yi yaşamak istiyoruz. Bizler sorgulayabilmek istiyoruz. Bizler ADALET istiyoruz.Bizler eğitim güvencesi istiyoruz. Bizler Anaların göz yaşı dökmesini istemiyoruz. Bizler gencecik evlatlarımızı toprağa vermek istemiyoruz. Bizler huzur istiyoruz. Bizler BARIŞ istiyoruz. Bizler İnsanca yaşamak istiyoruz. Bizler gelecek güvencesi istiyoruz. Bizler sosyal yaşantı istiyoruz. Bizler sağlık güvencesi istiyoruz. Bizler bölünmeden , ayrışmadan , paraçalanamdan KARDEŞÇE yaşamak istiyoruz. Biz insanca yaşamak istiyoruz.
Yaşadıklarımızdan , okuduklarımızdan , izlediklerimizden , gördüklerimizden toplum inanılmaz GERİLDİ. Bu GERGİNLİK mutlaka giderilmeli aksi korkunç patlamalara sebep olabilir.
Bu toplum uzun yıllar sen kimsin , dilin , dinin , ırkın , kimliğin , cinsiyetin nedir diye sorgulamadan kardeşcesine yaşadı. Çeşitli yöre insanları birbirine kız verdi , gelin aldı akraba oldu.
Cumhuriyetin yüzüncü yılına çok az yıllar kalmışken ülkenin tüm bireyleri şapkalarını masaya koyup bireysel çıkarlardan uzaklaşarak tarihin şanlı sayfalarına Büyük Türkiye Cumhuriyetini uygar , modern, çağdaş , dünyanın gelişmiş ON ÜLKESİNDEN biri olarak altın harflerle yazdırmalı.
Toplumu GERMEYİN lütfen.
Ali Şen