Türkiye-İran 3. YDİK Oturumu'na katılan Erdoğan ve Ruhani, düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;

Dar kapsamda bugüne kadar neler yaptık bundan sonra ne yapacağız gibi konularddan konuştuk. Türkiye İran ilişkileri son yıllarda malesef bir gerileme içinde. 22 milyar dolara çıkan ticaret hacmi, 10 milyar dolara düştü. Ama bundan sonraki hedefimiz 30 milyar dolarlık ticaret hacmi. Ekonomilerimizin birbirini tamamlayıcı özelliklerini göz önüne alarak bu konunun önemi üzerinde durduk. Türk-İran ilişkilerinde herhangi bir gümrük sıkıntısı çıkmaması için karşılıklı işbirliği halindeyiz. Atacağımız adımlarla Türk-İran ilişkilerini hsıradan komşuluk ilişlkilerinin çok üstünde olduğunu somutlaştırma konusunda mutabık olduk.

"MEZHEPÇİ POLİTİKALARIN HİÇ BİR FAYDASI YOK"

Ülkelerimizin Suriye ve Irak başta olmak üzere krizlerin durdurulması konusunda anlaşmalara vardık. Bölgemizdeki sorunlara mezhepçi politikalarla yaklaşmanın da hiç bir faydasının olmayacağı konusunda anlaşmaya vardık. Ve bundan sonraki dönemde terör hakkında; 'iyi terörist, kötü terörist' gibi konularda fikir birliğine vardık. Bu şekilde bakıtığımızda bölgemizdeki sorunlara dışarıdan değilde bizlerin müdahale etmesinin önemi konusunda aynı anlayışı paylaşıyoruz.

Ruhani'nin konuşmasından satırbaşları;

Bugünkü görüşmelerimizde 3 tane önemli amacı belirledik ve bu konularda hemfikirdik. Öncelikle müslüman kadının İslami hukuktaki yerini dünyaya tanıtma konusunda hemfikir olduk. Öte yandan aşırıcılık ve terörle mücadele konusunda bir takım anlaşmalar, fikir ortaklıkları kurduk. Dünyaya 'bizim kimliğimiz islamdır' demeliyiz. Kimliğimiz Şii, Sünni ya da başka bir mezhep değil; sevgi ve kardeşliği içinde barındıran İslamdır. Umarım bu konuda Türkiye ile amacımıza ulaşırız. Biz iki ülkenin ilişkilerini bütün boyutlarıyla geliştirme kararı aldık. Ancak bazı ambargo koşulları yüzünden istediğimiz tüm atılımları yapamadık ama bugün ne mutlu ki bu oturum ambargoların kalktığı zamana yetişti.

RUHANİ'DEN 'GÜMRÜK' MÜJDESİ

İki ülkenin bankacılık sektörünün birbirleri ile iş yapması da çok önemli bir konu. Türk bankaları İran'da yer açabilirler ve böylelikle ekonomik ilişkilerimizi geliştirebiliriz. Ortak pencere, gümrük konusunda da hemfikir olduk. İnşallah bundan sonra gümrük kapılarında hiç kuyruk görmeyeceğiz. Turizm konusunda hem Türkiye hem de İran atılımlarda bulunabilir ve biz hükümetler olarak bunu teşvik etmeliyiz. Başbaşa görüşmemizde konuştuk. Bölgemizde çok sayıda sorun var. Yemen halkı ve Suriye'de suçsuz insanların zulme uğradığını görüyoruz. Irak, Pakistan gibi ülkelere yardımcı olmalıyız. Terörizmle ciddi anlamda mücadele etmeliyiz. Ayrıca hiç bir yabancı ülke başka bir ülkenin geleceği hakkında karar veremez, ülkesinin geleceğini ancak o ülkenin halkı belirler.

"İSLAMOFOBİ İLE ANCAK GERÇEK İSLAMI ANLATARAK MÜCADELE EDEBİLİRİZ"

İslamofobi aslında bir tuzaktır ve biz gerçek İslamı tanıtarak İslamofobi ile mücadele edebiliriz. Her iki ülkenin dileği şudur ki: İki ülke arasındaki ilişkileri geliştirelim çünkü tarihimiz, coğrafyamız bizden bunu istiyor. İnşallah birbirimize yardım ederek bu işi gerçekleştireceğiz.