banner171

'Bayraktar Akıncı TİHA ekimde uçacak'

Baykar Teknik Müdürü ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bayraktar, "Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı’nın ekim ayı içerisinde uçmasını arzu ediyoruz.” dedi.

'Bayraktar Akıncı TİHA ekimde uçacak'
 Baykar Teknik Müdürü ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nin (TEKNOFEST İstanbul) gerçekleştirildiği Atatürk Havalimanı'ndaki festival alanında yapılan Anadolu Ajansı Finans Masası'na konuk oldu.


TEKNOFEST İstanbul ve milli teknoloji hamlesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bayraktar, Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA) stratejik görevler yapabilen bir insansız hava aracı sistemi olduğunu belirtti.

Bayraktar, bütün yazılım ve elektroniğini kendilerinin tasarladığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Akıncı’da birçok alt sistem var. Çok gelişmiş, milli savunma sanayimizin üreteceği yan sistemler bulunuyor. Bu uçağın bütün bu stratejik görevleri yapabilmesini sağlıyor. Örneğin, milli akıllı mühimmatlar, seyir füzesi, havadan havaya füze, ön tarafına takılacak gelişmiş radar sistemi var. Bu hava hedeflerini tespit edip vurabilme kabiliyetini kazandırıyor. Bir yandan savaş uçaklarının yükünü azaltırken, bir yandan da savaş uçaklarının yapamadığı görevlerde kullanılacak. Çünkü bu insansız bir hava aracı olduğundan tehlikeli bölgelere çok daha kolay yanaşabiliyor. Uzaktan hava savunma radarlarını tespit edip yüzlerce kilometre öteden onları karartıp seyir füzesiyle vurabilme kabiliyetine sahip olacak. Şu an çıktığında dünyanın bu sınıftaki en modern İHA’sı olacak.”

Teknolojinin hızla geliştiğini, bunun bir yarış olduğunu, sürekli yenileme ve güncelleme gerektiğini aktaran Bayraktar, “Dünyada bu sınıfta uçak üretebilen birkaç ülke var. Türkiye de bunlardan biri olacak. Türkiye iddiasını insansız hava araçlarında bayağı bir yukarı taşımış olacak. Bayraktar Akıncı Taarruzi İnsansız Hava Aracı’nın (TİHA) ekim ayı içerisinde uçmasını arzu ediyoruz.” diye konuştu. 

“10-15 sene sonra uçan arabalar yollarda görülmeye başlanacaktır”
Cezeri Uçan Araba’ya ilişkin soru üzerine Bayraktar, dünyada bu alanda çalışmaların başladığını belirterek, dünyada 50’ye yakın prototipin bulunduğunu bildirdi.

Bayraktar, uçan arabanın çok akıllı olması gerektiğini, çünkü herkesin pilot olacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir sonraki adımın bundan 10-15 sene sonra gerçekleşeceği öngörülüyor. Bazı taksi hizmetleri başlamış durumda, denemeler gerçekleştiriliyor. 10-15 sene sonra uçan arabalar yollarda görülmeye başlanacaktır. Baykar olarak İHA’da yaşadığımız serüvende aldığımız derste bundan 15 sene sonrasının yarışına hazırlanmıştık. Bence bu milli teknoloji hamlesinin en önemli paradigması.”

Yüksek teknolojide hızlı bir devinim olduğunu, kaçırıldığı zamanlar olduğunda bugüne değil yarına bakıldığında yakalama şansı sunduğunu aktaran Bayraktar, akıllı arabadan bir sonraki aşamanın uçan araba olduğunu, bunun geleceğin trendi olarak öne çıkacağını söyledi. 

“Cezeri’nin ticari bir ürüne dönüşmesi 10-15 seneyi bulacaktır”
Bayraktar, 9 ay önce uçan araba çalışmalarına başladıklarını, büyük firmaların da bu alana girdiğini, girişimlerin 1 milyar dolara yakın yatırım aldığını, Çinli bir firmanın taksi servislerine başlayacağını söylediğini aktardı. 

Herkese hayallerinin peşinden gitmesini tavsiye eden Bayraktar, şunları kaydetti:

“Sizler de gayret gösterin, azmedin, sabredin, asla yılmayın. Bizim bir eksiğimiz yok. Dünyada doğru zamanlamayla en iyisini yakalayabilmeniz mümkün. Bugünden çalışmaya başlarsak bizim bu alanda önemli bir oyuncu olmamız, hatta belki de dünya lideri olmamız mümkün. Cezeri’yi de bu maksat ile çalışmaya başladık. Cezeri ilk uçuşunu kısa bir süre sonra yapacak ama bunun ticari bir ürüne dönüşmesi, yollara çıkması 10-15 seneyi bulacaktır.”

“Cezeri Uçan Araba ile yayla gibi bir yerde uçmayı hayal ediyorum”
Bayraktar, Cezeri Uçan Araba ile yayla gibi bir yerde uçmayı hayal ettiğini ifade ederek, “Pilotluk da yapıyorum ama bunun verdiği özgürlük bambaşka. Bu bir anlamda büyük bir drone, herkesin uçurabileceği basitlikte olması gerekiyor. Ben bunu kişisel bilgisayarın icadına benzetiyorum.” dedi. 

Uçan arabaların öncelikte kırda bayırda sportif maksatlarla uçacağını aktaran Bayraktar, “Bu bir kişilik bir araç, 2 ve 4 kişiliğini de yapmak gerekiyor. Bunun yanında yola çıkabilmesi, toplu halde uçabilmesi için teknolojide ciddi kırılımlar gerekiyor. Biz İHA’lara da böyle başlamıştık. 15 sene sonra da inşallah Cezeri bu alanda dünyada hak ettiği yere gelecek.” diye konuştu. 

Bayraktar, uçan arabaya “Cezeri” isminin verilmesinin sebebini şöyle anlattı: 

“Uzmanlık alanım robotik. Bu yaptığımız uçaklar da robot uçaklar. Akıllı robotlar aslında. Cezeri de akıllı bir robot. Bu alanın da kurucusu Müslüman bir alim. Hatta logo da oradan geliyor. Onun ismini vermeyi uygun gördük. Biz onun talebesiyiz. Bu alanı açtığı için kendisini hayırla yad ediyoruz.”

"Hepsi bir hayalle başlıyor"
TEKNOFEST İstanbul ve milli teknoloji hamlesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bayraktar, AA'ya da organizasyona verdiği destekten dolayı teşekkür etti.

Bayraktar, aile girişimi olarak 15 sene önce Türkiye'nin ilk milli insansız hava aracını geliştirdiklerini anımsatarak, "Hepsi bir hayalle başlıyor. Ben de bu alanda çalışan bir araştırma görevlisiydim. En ufağı da olsa Türkiye'de ilk defa tümüyle milli ve özgün bir modelle hazırlandı. Biliyorsunuz ki bunların içinde çok karmaşık yazılım sistemleri var, elektronik sistemler var. Bu sistemleri geliştirmeyecek olursanız ne katma değer sizde kalıyor ne fikri siz üretmiş oluyorsunuz ne de tam manasıyla kontrolü sizde oluyor." diye konuştu.

Geçmişten bugüne yaptıkları havacılık çalışmalarına değinen Bayraktar, "Neden devrim arabasının, Nuri Demirağ'ın, Lagâri Hasan Çelebi'nin önü kesilmiş? Bütün bunları derleyerek dedik ki bizim tek başımıza çıkmamızın bir anlamı yok. Ülkemizde bunun gibi onlarca, yüzlerce girişim olabilir. Yeter ki biz bir şekilde, bunların önü nasıl açılır, onun yolunu bulalım. Zaten bizim serüvenimiz de biraz bunun özetiydi ve T3 Vakfı'nı kurduk." şeklinde konuştu.

Bayraktar, T3 Vakfı'nda binlerce gence gönüllü bursiyerler tarafından ücretsiz eğitimler verildiğine işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"Milli Teknoloji Hamlesi'ni toplumsal bir seferberliğe dönüştürmemiz gerekiyor ki bu gibi girişimler ve atılımlar ülkemizde kolaylıkla gelişebilsin. Yoksa bir şekilde akamete uğruyorlar. Toplumumuz teknolojiyi kullanmayı seviyor zaten. Aslolan araştırıp, geliştirip hayalden bilgiyi üretecek seviyeye getirmek. Bunun için de bunun önemli olduğunu anlatabilmek gerekiyor. Bu alanlar, futbol gibi popüler konuların yüzde 1'i kadar önem görse biz ülkemizin uzayda, havacılıkta, yüksek teknolojide hak ettiği yere gelebileceğine inanıyoruz."

"Yerlilik oranı yüzde 15'lerdeyken yüzde 65'lere kadar çıktı"
Selçuk Bayraktar, İstanbul Atatürk Havalimanı'nın Nuri Demirağ'ın ilk gök festivalini yaptığı yer olduğunu ve burada yüzlerce pilotun yetiştirildiğini belirterek, "O ruhun burada TEKNOFEST İstanbul'da yeniden dirildiğini görüyoruz." diye konuştu.

Geçen yıl 550 bin kişinin ziyaret ettiği TEKNOFEST'e bu yıl 122 ülke ve 81 şehirden katılım olduğunu aktaran Bayraktar, "Genç kardeşlerimiz, geleceğin konularına bugünden hazırlanacak olurlarsa inanıyoruz ki o gün geldiğinde o alanın liderleri olacak." dedi.

Bayraktar, bu şekilde bir teknoloji festivali olmadığına işaret ederek, "Havacılık fuarları var, ticari maksatlı yapılan. Toplumun her kesimine, tümüyle ücretsiz bir şekilde ulaşan bir etkinlik yok. TEKNOFEST'in amacı 7'den 77'ye Milli Teknoloji Hamlesi için gerekli olan toplumsal seferberliği, paradigma dönüşümünü oluşturmak." yorumunu yaptı.

Bayraktar, TEKNOFEST'in tüm kurgusunun gönüllülük, tutku ve sevgi üzerine olduğunu belirterek, "Buradaki uçakların bir kısmını dışarıdan alıyoruz, yerlileri de var. 'Bakın siz çok daha iyisini yapacaksınız. Ülkemizi bağımsız ve müreffeh kılacaksınız' duygusuyla yapılıyor. Hava gösterileri yapılıyor. 100'e yakın sivil uçak var, genç kardeşlerimiz uçabiliyorlar." şeklinde konuştu.

TB2'nin Türkiye'ye yaptığı katkılara değinen Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:

"Bu gibi ürünleri biz yurt dışından, ABD ve İsrail'den alıyorduk, hatta bir yerden sonra vermemeye başladılar. Özellikle terörle mücadelede çok stratejik olduğundan SİHA'ları vermediler. Yerli üretimin 5 katına mal oluyordu. Daha kötüsü sizi bağımlı kılıyor. Kontrol sizde olmuyor. Bunların içinde yüz binlerce satır yazılım var. O yazılımlar milli olmayacak olursa, kontrolü de sizin elinizde olmuyor. En kritik aksamları, en pahalı aksamları oluyor. Onları yapmayacak olursanız müreffeh de olamıyorsunuz. Savunma sanayisinde ülkemiz son 15 yılda millileşme vizyonuyla büyük bir atılım yaşadı. Yerlilik oranı yüzde 15'lerdeyken yüzde 65'lere kadar çıktı. Bu Bayraktar TB2'de yüzde 93."

Ukrayna ile türbin motorları konusunda iş birliği yapılacağına işaret eden Bayraktar, "Akıncı İnsansız Hava Aracı'nda kullanacağımız motorların ortak üretimi, Türkiye'de üretimi söz konusu. Birbirini tamamlayan yeteneklere sahip 2 farklı ülke olarak görebilirsiniz. O yüzden bu iş birliği her iki ülke açısından çok olumlu sonuçlar doğuracak." dedi.

Güncelleme Tarihi: 18 Eylül 2019, 17:11
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner208

banner148

banner150

banner153